Rodos (Rhodes) Adasının Antik Çağdaki Ticari Önemi


Akdeniz'de Ege denizinde bulunan 12 adanın en büyüğüdür. Rodos adası Mö. 5. yüzyıla değin üç küçük şehirden ibaretti. Bu küçük şehirler Demokratik polis oluşturabilmek hedefiyle birleşti.

Mö. 4. yüzyıla kadar da Rodos dış kuvvetler tarafından etki edilip idare edildi. Büyük İskender'in ölümünü takip edilen yıllarda Rodos tam bağımsızlığını ilan etti ve hali hazırda adada bulunan Makedonya garnizonunu adadan attı. Bunun üzerine I. Demetrios Mö. 305-304 yıllarında adayı geri almak üzere adayı dev kuşatma kuleleri ve gelişmiş savaş teknolojileriyle kuşattı ne var ki bu kuşatma başarısızlıkla sonuçlanmış Rodos bu saldırıyı geri püskürtmüştür.

Rodos şehri üzerindeki idari ve kültürel tahakkümler, Makedonyalıların adadan kovulmasından sonra ortadan kalktı. Ada yönetimi ve idaresi Mö. 165 yılına kadar büyük bir refah içerisinde yaşadı. Rodos adası Ege bölgesinde Atina şehrinden sonra bu bölgede en etkin ikinci bir birim haline geldi. Rodos'un refah yılları ve gelişmişliğini istikrarlı bir şekilde sürdürmesinden sonra Ege denizi üzerinde Atina şehri ile eş değer bir özgül ağırlığa ulaştı. Rodos'un adasının sahip olduğu yüksek refahın ekonomik temelini, Karadeniz Sicilya ve Mısır'a giden ticaret yollarının merkezinde yer alması ve bundan kaynaklanan ticaret pastasından payını alıyordu. Bu ticaret pastası ise Antik dönem ekonomisi göz önüne getirildiğinde çok büyük bir zenginliğe karşılık geliyordu. Mö. 177 yıllarına kadar  Rodos adası ticaret gemilerinden %2 vergi alıyordu. Bu vergi 2 milyon drahmiye karşılık geliyordu. Bu açıdan bakıldığında Rodos'un konumunun ne denli stratejik bir öneme sahip olduğu açıkça görülebilir.

Her ne kadar refahlı günlerinde Atina ile aynı etkin güce erişse de Demokrasi bakımından aynı özellikleri taşıdığı söylenemez. Rodos'ta demokrasi sınırlıydı fakat burada Aristokraside hakim olan soyluların sorumluluğu (noblesse oblige) anlayışı bulunuyordu. Zengin vatandaşlar fakir ada sakinlerine çeşitli yardımlarda bulunurlardı. Bütün vatandaşlar donanmada görev alırdı. Rodos'un Elli (50) kadırgalık (pentereslerden oluşuyordu) donanması Hellenistik dünyanın en iyi donanmalarından biriydi. Donanmanın tüm masrafları ise zenginler tarafından karşılanıyordu.

Rodos şehri bir zamanlar Atina şehrinin yaptığı gibi belki de bu işin doğal neticesi olduğu içindir korsanlığa büyük bir darbe vurdu. Sonraki zamanlarda Roma imparatorluğunun yapmış olduğu gibi denizcilik alanında Seyrüsefer kanunun oluşturdu.

Bronzdan yapılan Colossos heykeli 32 m. yüksekliğinde, Rodos limanının girişinde gemilerin heykelin bacaklarının altından geçtiği, Rodos'un Kıbrıs zaferi anısına yapıldığı rivayet edilir. Heykeltraş Khares tarafından kalıbının 10 yılın üzerinde bir zamanda dökebildiği söylenmektedir (Mö.209). Dünyanın 7 harikasından biridir.

Mö 226 yılında Rodos büyük bir deprem felaketiyle büyük bir yıkım yaşadı. Şehri yeniden yaşatabilmek için Atina başta olmak üzere Yunan şehir devletleri seferber oldu zira Rodos Yunan şehir devletleri için siyasi ve ticari varlıklarının merkezi bir konumda bulunuyordu.

Bağımsız Rodos, stratejik konumundan kaynaklanan önemini biliyordu, bu durumdan ötürü bol kazançlı ticaretini geleceğini korumak için tarafsızlık  ilkesini benimsedi. Tarafsızlık ilkesini benimsemesine rağmen tam bir tarafsızlıktan söz etmek mümkün değildir. Büyük İskender'in ölümünden sonra Makedonya garnizonunu adadan kovan Rodos İskender'in haleflerinden çekiniyordu. V. Philippos ve III. Antiokhos karşı Roma Cumhuriyetiyle ittifak kurdu. Bunun karşılığında Karia ve Likya topraklarını Roma'nın siyasi iradesine bırakmak zorunda kaldı.

Roma ve Makedonya'lılar arasındaki 3. Makedonya savaşında (Mö.171-168), Roma tarafından fazlasıyla tarafsız görülen Rodos'a karşı Delos'u serbest liman bölgesine dönüştürdü. Rodos ticareti bu hamle ile çok büyük bir yara aldı. Rodos her ne kadar kültürel açıdan ileri bir düzeyde bulunsa da ticareti bir kez zarar trendine girmişti.

Rodos adası önemini 3. yüzyıla kadar devam ettirdi. Rodoslu şair Apollonis ve Poseidonios gibi filozoflar Rodos'un önemli kültürel simalarından biriydi. Roma'nın güçlü imparatoru Tiberius'da belli bir dönem Rodos'ta ikamet etmişti. Her ne kadar felsefi bir inzivaya çekildiğini belirtmiş olsa da bunun gerçek nedeni veraset anlamında bir köşeye atılmasından kaynaklanıyordu.

Rodos Akdeniz için her dönem önemli bir konumda bulunuyordu. Yunan etkisi, Büyük İskender, Persler, Roma egemenliği, Rodos şövalyeleri (St. John Şövalyeleri) ve yüzyıllar içerisinde Osmanlı egemenliğinde geçti. 1. Dünya savaşı ve sonrasında yaşanan diplomasi kaybının ardından Türklerin elinden çıktı.


Ark. M.Yıldız

Akdeniz Ticaret Haritası

Recep Paşa Camisi

Kolossos Heykeli

Kaynakça:

Mansel, A.Müfit, Ege Yunan Uygarlığı
Uçaryol, R, Siyasi Tarih, 1789-2010
Haynes, DEL Philo of Byzantium and the Colossus of Rhodes The Journal of Hellenic Studies
Gabriel, Albert. Bulletin d Correspondance Hellenique


Rodos (Rhodes) Adasının Antik Çağdaki Ticari Önemi Rodos (Rhodes) Adasının Antik Çağdaki Ticari Önemi Reviewed by World Arkeoloji on Haziran 24, 2017 Rating: 5

Hiç yorum yok: