Hephaistos


M.Ö. 490–480 yıllarına tarihlenen, Attika yöresine ait kırmızı figürlü bu kylix (bir tür şarap kadehi) resminde Hephaistos, Akhilleus için ürettiği savaş donanımını kahramanın annesi Tethis'e verirken tasvir edilmiş
   Yunan mitolojisinde Hephaistos veya Hephaestus (Ἡφαιστος), zanaat, demircilik, yontuculuk, taş işçiliği, metalürji, volkan ve ateş tanrısıdır. Zeus ile Hera'nın oğlu olup Olympos tanrılarından biridir. Olympos'un demircisi Hephaistos, mitolojide diğer tanrılar veya kahramanlar için ürettiği üstün özellikli silah, zırh ve çeşitli işler gören, robota benzer mekanik gereçlerle (automaton) tanınır. Topal ve çirkin diye tarif edilmekle birlikte, güzellik tanrıçası Afrodit'in (veya kimi kaynaklara göre Kharis ya da letafet perilerinden biri olan Aglaia'nın) kocasıdır. Adı, Truva Savaşı'ndan tutun da Athena'nın doğumu ve Pandora'nın kutusuna kadar, pek çok efsaneye karışan Hephaistos'un sembolleri, çekiç, örs ve demirci maşasıdır. Hephaistos inanışının merkezi, Limni Adası (Lemnos) olmakla birlikte, Atina gibi zanaat ve imalat alanında öne çıkan şehirlerde de Hephaistos önemli bir tanrı sayılmıştır. Hephaistos'un çok sayıdaki çocukları arasında, EukleiaEuphemeEuthenia ve Philophrosyne adlı tanrıçaları, Limni ve Semadirekadalarına özgü bir kült olup Kabeiroi diye adlandırılan tanrı veya daimon'ları, Sicilya Adası'nın perisi Thaleia'yı ve Atina kralı Erikhthonios'u (veya Erektheus) sayabiliriz. Hephaistos'un Roma mitolojisindeki karşılığı, Vulcan veya Vulcanus'tur.

Hephaistos'un Doğumu ve Olympos'tan Sürgün Edilmesi

Homeros, gerek İlyada gerekse Odysseia'da Hephaistos'un Zeus ile Hera'nın oğulları olduğunu söyler. Hesiodos ise Hera'nın, Hephaistos'u bir başına, yani babasız dünyaya getirdiği kanısındadır. Ozana göre bunun nedeni, Hera'nın, Athena'yı bir başına dünyaya getiren Zeus'tan bu yolla intikam almak istemesidir. Hephaistos'u babasız sayan bu gelenek, daha sonraki dönemlerde Bibliotheca yazarı Apollodorus ve Fabulae yazarı Hyginus tarafından sürdürülmüştür. Fakat Attika yöresine ait vazo resimlerine baktığımızda, Athena'nın Zeus'un alnından doğumu sahnelerinde Hephaistos'un orada hazır bulunduğunu görürüz ki bu da Hephaistos'un Athena'dan yaşça büyük olduğunu gösterir. O halde Hera'nın Hephaistos'u bir başına dünyaya getirmiş olması çelişkili bir durumdur. Bu nedenle mitolojide bu konuda Hesiodos'un değil de genellikle Homeros'un düşüncesi benimsenir. Hephaistos'un doğumu konusunda, kaynağını Homerik şiirlerde bulduğumuz bir diğer mitte ise Hera'nın topal doğan Hephaistos'u dünyaya getirir getirmez gökten yere attığı söylenir. Fakat Okeanos Nehri'ne düşen bebek Hephaistos Akhilleus'un annesi Thetis tarafından kurtarılır. Thetis, Okeanid Eurynome ile beraber, Hephaistos'a bakar ve onu büyütür.
 Homeros bu hikayeyi İlyada'da biraz daha değişik bir biçimde anlatır. Ona göre Hephaistos, Hera tarafından değil, kendisinin Hera'ya yaklaşmasına engel olmaya çalıştığı için Zeus tarafından gökten aşağıya atılmıştır. Hikayenin bu versiyonunda Hephaistos, Okeanos'a değil de Limni Adası'na (Lemnos) düşer ve bu adanın, Sinties diye adlandırılan, zanaat erbabı yerli halkı tarafından yetiştirilir. Homeros da Hephaistos'u doğuştan topal sayar, fakat daha sonraki ozanlar veya yazarlar, Hephaistos'un topallığının sonradan, Zeus tarafından Olympos'tan aşağıya fırlatılması sonucunda oluştuğunu öne sürmüşlerdir. Olympos'tan öz anası Hera veya Zeus tarafından sürgün edilen Hephaistos, Olympos'a nasıl dönmüştür peki? Hephaistos'un, annesi Hera'ya duyduğu hınç öylesine büyüktür ki arkaik bir efsaneye göre, Hephaistos Hera'dan intikam almak için, oturanın bir daha yerinden kalkamadığı bir altın taht imal etmiştir. Plan, Hephaistos'un dilediği gibi çalışır ve söz konusu tahta kurulan Hera, yerinden kalkmayı bir türlü başaramaz. Bunun üzerine tanrılar aracı olup Hephaistos'un yanına varırlar, ondan Olympos'a dönüp anasını içine düşürdüğü bu zor durumdan kurtarmasını rica ederler. Ama kalbi haklı olarak kırık olan Hephaistos, "benim annem yok" diyerek Olympos'a dönmeyi reddeder.
 Bu işin üstesinden gelmek, sonunda Dionysos'a düşer. Dionysos, Hephaistos'u şarabıyla kendinden geçirip zevk ve sefaya düşkün arkadaşlarıyla birlikte bir katırın sırtına yüklediği gibi Olympos'a çıkarır. Attika'da popüler olduğu kadar, Etrüsk sanatçıları arasında da sevilen bu sahnenin vazo resimlerindeki tasvirinde Dionysos, Hephaistos'u sırtında taşıyan atı veya katırı yularından tutarken, ayrıca Hephaistos'un alet edavatını taşırken görülür ki bunların arasında çift başlı balta da (labrys) vardır. Hephaistos Olympos'a varınca oğulluk görevini kabul etmek zorunda kalır ve Zeus'un emriyle Hera'yı hileli tahtın esaretinden kurtarır. Böylece bir yandan Olympos tanrılarının arasına katılırken bir yandan da Afrodit'i ödül olarak kazanmış olur.
Hephaistos, Dionysos tarafından Olympos'a götürülüyor; Ressam Kleophon'a atfedilen, M.Ö. 430-420 yıllarından kalma, kırmızı figürlü bir Attika skyphos

Hephaistos ve Athena

Athena'nın bir tanrıça olarak zanaatlarla ilişkisini düşündüğümüzde, Hephaistos'un bir yerde Athena'nın erkek muadili olduğunu kavrarız. Mitolojiye göre her ikisi de insanlara türlü zanaat veya sanatları öğretmişlerdir. Bu yüzden Atina'da Athena ve Hephaistos adına ortak tapınaklar inşa edilmiş, ortak şölenler düzenlenmiştir. Hephaistos'un gökten atıldığı sırada düştüğüne inanılan Limni Adası toprağının, yılan sokmalarına iyi geldiğine, deliliği tedavi ettiğine ve kanamaları durdurduğuna inanılmıştır. Evlerdeki ocakların yanı başına konan, minik Hephaistos heykelleri, en eski Hephaistos tasvirleri arasında yer alır. Atina'da ise heykeltraş Alkamenes tarafından yapılmış, ünlü bir Hephaistos heykeli vardır. Hephaistos ile Athena arasındaki bu yakınlık, Athena'nın doğumu efsanesine de yansımıştır. 
Eski bir kehanet uyarınca, bir erkek çocuğunun dünyaya gelerek kendisini devireceğinden korkan Zeus, o korkuyla hamile eşi Metis'i yutar. Halbuki Metis bir kıza, Athena'ya gebedir. Athena, Zeus'un kafasının içinde bir yumru halinde gelişir, gelişir, sonunda da Zeus'un alnından zırhı, kalkanı ve miğferiyle, tam teşekküllü olarak doğar. Doğum, bronz uçlu bir balta yardımıyla, Zeus'un başı yarılarak gerçekleştirilir ki mitolojiye göre Zeus'un kafasına baltayı indiren ya Hephaistos ya da Prometheus'dur. Hazır, Prometheus demişken, Prometheus'u Kafkas Dağı'ndaki (Kaukasos) kayaya zincirleyenin de Hephaistos olduğunu söyleyelim. Oyun yazarı Aiskhylos, "Zincire Vurulmuş Prometheus"ta, bu işte Hephaistos'a Kratos (dayanıklılık) ile Bia'nın da (güç,kuvvet) yardımcı olduklarını yazar.
Athena'nın Doğumu tasviri

Hephaistos'un oğlu, Atina kralı Erikhthonios (Erekhtheus)

Hephaistos ile Athena'yı dolaylı yoldan da olsa birbirine bağlayan bir diğer mit de Bibliotheca'da anlatılan, Hephaistos'un oğlu, Atina kralı Erikhthonios'un doğumu hakkındaki efsanedir. Erikhthonios, mitolojide autokhthon (topraktan, Gaia'dan doğmuş) sayılır, fakat bir yandan da Hephaistos'un oğludur ve bakire tanrıça Athena tarafından büyütülmüştür. Bu karmaşık bilmece, antik mitoloji derlemesi Bibliotheca'daki bir hikayeyle açıklanmıştır. Hikayeye göre, Hephaistos, bir gün atölyesine uğrayan Athena'ya her zamankinden başka bir gözle bakar ve bakireliğini korumasıyla tanınan tanrıçanın peşine düşer. Hephaistos'un Athena'ya tecavüz girişimi, karısı Afrodit tarafından aldatılan ve terk edilen topal Hephaistos'un yaşadığı, geçici bir bunalıma bağlanır. Tecavüz girişimi, Athena'nın şöhretini lekelemeyecek şekilde, maksadına ulaşamasa da bunun dolaylı yoldan bir meyvesi olur, çünkü Hephaistos'un menisi toprağa düşmüştür. Bir süre sonra Athena, bu buluşmanın meyvesi olan bebek Erikhthonios'u Gaia (toprak) Ana'nın ellerinden teslim alır. Çocuğu gizlice büyütmek niyetinde olan Athena, Erikhthonios'u bir sandığın içine koyar ve Atina kralı Kekrops'un kızları Herse, Pandrosos ve Aglaulos'a (Aglauros) götürür. Athena, prensesleri kendilerine emanet ettiği sandığı ne olursa olsun açmamaları konusunda sıkı sıkıya tembihler, fakat çoğu zaman olduğu gibi, merak yine itaate baskın çıkar ve Herse ile Aglauros dayanamayıp sandığı açarlar. 
Sandığın içinde gördükleri şey, ya yarı yılan yarı insan bir yaratık ya da bebeğe onu sıkıp boğmaya çalışır gibi dolanmış bir yılandır. Herse ile Aglauros, efsaneye göre ya bu zehirli yılan tarafından sokularak ya da geçirdikleri cinnet yüzünden kendilerini bir tepeden aşağıya atarak ölürler. Geleceğin Atina kralı Erikhthonios'un ismi, "topraktan doğan (belalar)" anlamına gelir. Erikhthonios'un, babası Hephaistos gibi topal olduğu için quadriga'yı (dört atın çektiği araba) icat ettiği, ölümünden sonra Zeus tarafından Arabacı Takımyıldızı (Auriga) halinde göğe yükseltilip onurlandırıldığı söylenir. Hayatı boyunca Athena tarafından kollanmış, gözetilmiş olan kral Erikhthonios'un sembolü yılandır. Nitekim, Parthenon'da bulunan Athena heykelinde, Athena'nın kalkanının iç tarafında bir kobra gib

Hephaistos'un Zanaatı ve Ürettiği Şeyler

Hephaistos'un Olympos'ta kendine ait bir sarayı vardı ve Hephaistos, bu saraydaki atölyesinde bir çekiç ve yirmi adet demirci körüğü ile çalışıyordu. Yunan mitolojisinde tanrıların ya da kahramanların kullandığı, ince bir zanaat eseri olarak işlenmiş ve üstün özellikli tüm silah ve zırhların demirci Hephaistos tarafından imal edilmiş olduğu söylenir. O yüzden bunları saymakla pek bitiremeyiz, ama eğer en önemlilerini saymamız gerekirse Hephaistos'un ürettikleri şunlardır:

Hephaistos'un ürettiği bronz dev Talos'u tasvir eden, M.Ö. 300/280-270 yıllarına tarihlenmiş Girit sikkesi

  • * İlk kadın Pandora ve onun meşhur kutusu, daha doğrusu küpü (pithos), ayrıca Pandora'nın tacı
  • * Afrodit'in göz kamaştırıcı kemeri ve arabası
  • * Hermes'in kanatlı miğferi ve kanatlı sandaletleri
  • * Hades'in görünmezlik miğferi
  • * Zeus ve Athena'nın kullandıkları, "aegis" denilen, olağanüstü koruma gücüne sahip zırh
  • * Zeus'un şimşeği (Kykloplarla birlikte)
  • * Apollon ile Artemis'in ok ve yayları
  • * Kahramanlar Perseus ve Peleus'un bıçağı
  • * Kahraman Akhilleus'un savaş gereçleri
  • * Delphi şehrindeki Apollon tapınağı
  • * Bütün Olympos tanrılarının sarayları, tahtları, mücevherleri
  • * Kahraman Herakles'in ünlü bronz çan tokmakları
  • * Eros'un okları ve yayı
  • * Güneş tanrısı Helios'un altın sarayı, dört at tarafından çekilen efsanevi arabası, ayrıca altın kadeh-kayığı
  • * Kral Pelops'un eksik sol omzu yerine takılan, fildişinden mamul protez
  • * Ares'in savaş arabası
  • * Truva'daki kült Dionysos heykeli
  • * Kral Aeetes ve Kral Alkinous'un sarayları
  • * Khios kralı Oinopion'un yer altı sarayı
  • * Kendisini Ares'le aldatan karısı Afrodit'in savaş tanrısından olma kızı Harmonia'ya düğün hediyesi olarak yaptığı, lanetli gerdanlık
  • * Dionysos'un eşi Ariadne'nin tacı
  • * Kral ve kahramanların şarap kadehleri
  • * Prometheus'un kayaya bağlandığı zincirler
  • * Afrodit ile sevgilisi Ares'i suç üstü yakalamak için yatağa kurduğu zincirli tuzak düzeneği
  • * Efsanevi marangoz Polytekhnos'un baltası
  • * Kral ve kahramanların şarap kadehleri
  • * Prometheus'un kayaya bağlandığı zincirler
  • * Ares ile Afrodit'i yakalamak için yatağına kurduğu, ağ biçiminde tuzak ve zincirler
  • * Efsanevi marangoz Polytekhnos'un baltası
  • * Truva kralı Laomedon'un sihirli üzüm bağı
  • * Kral Pelops'a hediye edilen Agamemnon'un hayaleti
  • * Kahramanlar Memnon, Herakles ve Aeneas'ın zırh ve kalkanı
  • * Diomedes'in korse biçimdeki iç zırhı
Hephaistos ayrıca bir takım otomatlar da yapmıştır. Hephaistos tarafından geliştirilmiş, kendi kendine hareket etme kabiliyetine sahip, mekanik, ama canlı robotlar şunlardır:
  • * Prometheus'a işkence etmesi amacıyla bronzdan dökülen "Kafkasya Kartalı"
  • * Hephaistos'un Kabeiroi diye adlandırılan iki oğlunun savaş arabalarını çekmeleri için imal ettiği 4 tunç "Kabeiroi Atı"
  • * Delphi'deki Apollon tapınağı için altından dökülen, şarkı söyleyen, sihirli kız korosu "Keledon"lar
  • * Ev işlerinde kendisine yardımcı olmaları için ürettiği, hareket edebilen, güzel birer kadın görünümündeki bir çift heykel ("Kourai Khryseai")
  • * Kolkhis kralı Aeetes'e hediye olarak imal ettiği, ateş püsküren bir çift boğa şeklindeki bronz otomat ("Khalkotauroi")
  • * Girit kraliçesi Europa'ya düğün hediyesi olarak sunduğu, Girit adasını koruyan bronz dev "Talos"
  • * Tanrılarının şölenlerinde kullanılsın diye ürettiği, tekerlerini kendileri takabilen, 20 adet üç ayaklı altın servis sehpası ("Tripodes Khryseoi")
  • * Kral Alkinous'un sarayını korusunlar diye ürettiği, biri altından, diğeri gümüşten 2 bekçi köpeği otomatı ("Khryseos" ve "Argyreos")

Hephaistos'un Afrodit'le Evliliği

Afrodit, güzelliği ile, Olymposlu tanrılar arasında sık sık çekişmelere sebep olduğu için, Zeus onu bir an önce baş göz etmek istemiş, ona en uygun eşin de kararlılığı ve sağlamlığı ile tanınan Hephaistos olduğuna hükmetmiştir. Gelgelelim, Afrodit çirkin ve topal kocası ile mutlu değildir; çok geçmeden başka arayışlar içine girer ve savaş tanrısı Ares ile flört etmeye başlar. Gözünden hiçbir şey kaçmamasıyla meşhur, güneş tanrısı Helios, Afrodit ile Ares'in kaçamağını Hephaistos'a gammazlamakta gecikmez. Hephaistos'un aldığı haber karşısında duyduğu şaşkınlık ve üzüntünün yerini intimak duygusuna bırakması fazla sürmez. Hephaistos, aşıklara müthiş bir tuzak kurar. Tuzaktan habersiz, birlikte yatağa uzanan Ares ile Afrodit, daha ne olduğunu anlamalarına kalmadan, kendilerini çok ince ama güçlü zincirlerle örülmüş bir ağın içinde kıskıvrak yakalanmış bulurlar.

Harmonia'nın Gerdanlığı- Kadmos-Harmonia soyundan gelme kral Oedipus'un oğlu Polyneikes, zevcesi Eriphyle'ye Harmonia'nın lanetli gerdanlığını takdim ediyor - İtalya'da bulunmuş, M.Ö. 450–440 yıllarından kalma, kırmızı figürlü Attika oinokhoe (şarap testisi)

 Hephaistos, içinde en ufak bir acıma duygusu hissetmeden, suç üstü yakaladığı Ares ile Afrodit'i ağın içinde sürükleye sürükleye diğer Olympos tanrılarının önüne getirip bırakır. Bu utanç verici bir durumdur, fakat tanrılar kafesin içindeki çıplak sevgililere bakıp gülerler. Poseidon, Ares'in yaptığının bedelini ödeyeceği konusunda Hephaistos'a güvence vererek onu Ares ile Afrodit'i serbest bırakmaya ikna eder. Afrodit ile Hephaistos'un hiç çocukları olmamıştır. Buna karşın, kimileri, uyum ve ahenk tanrıçası Harmonia'yı Ares ile Afrodit'in kızı sayar. Harmonia, Zeus'un isteğiyle, Semadirek Adası'nın kralı Kadmos'la evlendirilir ve bu büyük düğüne tüm tanrılar katılırlar. Kadmos, geline Hephaistos'un yaptığı, muhteşem bir gerdanlık hediye eder. Zavallı Harmonia, bu lanetli gerdanlığın onu taşıyan kişiye, kuşaklar boyu felaket getireceğinden bihaberdir. Kadmos ile Harmonia'nın zürriyeti tarafından, kuşaklar boyunca taşınan ve aileye felaket getiren gerdanlık, nihayet Delphi'deki Athena tapınağına bağışlanır, ama gerdanlığın laneti bununla sona ermiş olmaz. Bir tiranın tapınaktan çaldığı gerdanlık, tiranın oğluna cinnet geçirtip evi yaktırır, bu facia da tiranın karısının ölümüne ve olanca mülkünün heba olmasına yol açar.

Savaş Meydanlarındaki Hephaistos

Usta bir demirci olmakla birlikte, Hephaistos, atölyesinden veya Olympos'tan dışarıya çıkmayan bir tanrı da değildir. Devlerle Savaş, Truva Savaşı, Dionysos'un Hint Seferi gibi büyük savaşlarda Hephaistos'un adı geçer. Devlerle Savaş sırasında Mimas adlı devi demir eriyiğinin içinde boğarak öldüren Hephaistos, Phlegra'daki muharebe sırasında zor duruma düşünce Helios tarafından ve son anda güneşin arabasına alınmak suretiyle kurtarılır. Zeus'un dev canavar Typhon (Typhoeus) ile kıyasıya dövüşü sırasında Athena ve Zeus dışındaki tüm Olympos tanrıları, emniyetleri açısından, her biri birer hayvanın kılığına girerek Mısır'a kaçmışlardır. Hephaistos da o esnada öküz kılığına girmiştir. Dövüş tanrıların lehine sonuçlanıp da Typhon canavarı Etna Yanardağı'nın altına gömülünce Zeus, Hephaistos'u yanına çağırarak ondan dağın tepesinde durup Typhon'a bekçilik etmesini istemiştir. Burada çekici ve örsüyle Typhon'un boynu üzerinde çalışma fırsatı bulan Hephaistos, ateş püsküren Etna Yanardağı'nı kendisi için adeta ikinci bir atölyeye dönüştürmüştür. Belki de Hephaistos'un Sicilya ile olan sıkı bağının tohumları da bu şekilde atılmıştır, kim bilir... Truva Savaşında Hephaistos, Helenleri tutar, ama Truvalıların safında da kendisine inanıp yakaran pek çok savaşçı olduğunun bilincindedir. İlyada'da, Karamenderes Nehri'nin nehir tanrısı Skamandros, kendisine hakaret eden Akhilleus'un işini bitirmek için Dümrek Çayı'nın nehir tanrısı Simoeis'i yardıma çağırır, ona "var gücünü topla da şu öfkelendiğinde tanrılar kadar güçlü, vahşi adamın icabına bakalım" diye seslenir. Gelgelelim, Simoeis daha cevap veremeden, Hephaistos yetişir, Skamandros'un tüm suyunu gökten körüklediği dev bir ateşle kurutarak Akhilleus'u iki nehir tanrısının saldırısından kurtarır. Akhilleus'un Truva Savaşı sırasında kuşandığı tüm silah ve zırhlar, kahramanın annesi Thetis'in isteği üzerine savaş öncesinde Hephaistos tarafından imal edilmiştir. Truvalılar arasında da Hephaistos'a inanların bulunduğunu söylemiştik. Dares adlı Hephaistos rahibinin oğulları Phegeus ile Idaios, bunlardan yalnızca ikisidir. Helenlerin kahramanlarından Diomedes Phegeus'u öldürür ve tam Phegeus'un kardeşi Idaios'u da öldüreceği sırada Hephaistos delikanlının imdadına yetişip onu kurtarır, çünkü rahibinin her iki çocuğunu da kaybedip yapayalnız kalmasına gönlü razı gelmez.
Nehir Tanrıları Skamandros (Xanthos) ve Simoeis, Truva Savaşında Akhilleus'a Karşı; Hephaistos gökten imdada yetişmek üzeredir.Hephaistos'un Akhilleus'un yardımına yetişmesi - Auguste Couder, Louvre Müzesi, Paris"

 Hephaistos ayrıca Dionysos'un Hint Seferine de katılarak bu savaşta Hydaspes (bugünkü Jhelum Nehri) Nehri'nin nehir tanrısı Hydaspes'e meydan okur ve onunla dövüşür. Hephaistos'un Kabeiroi diye adlandırılan ikiz oğulları da (Alkon ve Eurymedon) Dionysos'un Hint Seferine katılmışlardır. Hephaistos sefer boyunca oğullarını gözü gibi korur. Hydaspes, Dionysos'un tüm ordusunu sularıyla boğmaya kalkışınca Hephaistos'un duruma müdahale etmesi, çocuklarının da askerler arasında bulunmasındandır. Hint kumandanı Morrheus, Eurymedon'u bacağından kötü yaralar. Dizleri üstünde yere çöken Eurymedon, can havliyle babasına seslenir ve ona kendisini kurtarması için yalvarır. Hephaistos oğlunun yakarısını duyar ve olay yerine yetişir; Morrheus'un boynuna ateşten bir kement atarak onu baştan ayağa tutuşturur. Morrheus ölmek üzeredir ki Hydaspes yetişip sularıyla Morrheus'un vücudunu sarmış ateşi söndürür, sonra da onu koyu bir bulut ve sisle sararak muharebe alanından uzaklaştırır. Hephaistos da yaralı oğlunun etrafındaki kalabalığı uzaklaştırarak onu bir meşe ağacının yanına taşır ve onun ağacın gölgesinde dinlenmesini sağlar. Eurymedon'un yarasını iyileştirmek, Lemnos'lu Hephaistos için basit bir iştir.

Hephaistos - Sembolizm ve Karşılaştırmalı Mitoloji

Yunan mitolojisi dışındaki mitolojilerde, özellikleri bakımından Hephaistos'a benzeyen tanrılar şunlardır: İskandinav mitolojisindeki demirci Wayland (Völundr), Eski Mısır'da zanaatkarların tanrısı olup bazen cüce olarak tasvir edilen Ptah, Kenan diyarının eski zanaat tanrılarından biri olup muhtemelen Hephaistos gibi topallayan Kothar-wa-Khasis ("becerikli ve bilgili" anlamına gelir). İşi gücü ocağın başında demir tavlayıp dövmek olan Hephaistos'un sakallı, kaba bir adam olarak tasvir edilmesinde yadırganacak bir durum olmasa gerek. Fakat Hephaistos'un topallığı üzerinde durmaya değer. Benim şahsi kanaatim, topallığın aslında el becerisini sivrilten bir imge oluşudur. Nasıl ki Hermes aslında "ayak"tır, yani ayağın tezliğini simgeler, bence Hephaistos da öylece "el"dir, el kullanımındaki ustalığı temsil eder. Çünkü el becerisine ya da kol gücüne dayalı, demircilik gibi bir işi yapmak için ayaklara, başka bir deyişle, fazlaca hareket etmeye gerek yoktur. Bu açıdan baktığımızda, Olympos tanrılarının her biri, aşağı yukarı bir organa veya bir yetiye denk düşecek şekilde eşleştirilebilir.
 Hephaistos'un evlerde ocak başlarına konan küçük heykellerine gelince, bu, Hephaistos'un cüce olduğunu ima etmek için olmasa gerektir. İngilizce Wikipedia'nın Hephaistos maddesinde nedense bu cücelik meselesine gereksiz bir ağırlık verilmiş. Oysa tanrı tasvirinin, yanına konulduğu ocağa kıyasla küçük olması pratik gerekçelerle veya niyetin kendisiyle açıklanabilir. Evler birer tapınak değildirler, büyük heykellere yer de gerek de yoktur. Ocağın başına konan bir heykel, ocağı, ateşi, yani evin refah ve mutluluğunun devamını işaret eder; oraya da ocağı korusun, ayrıca tanrıya saygıyı ifade etsin diye konmuştur. Hephaistos'un çirkin görünümünü ve topal oluşunu, Tunç Devrinde bakıra sertlik kazandırması için ilave edilen arseniğin etkisine bağlayanlar var ki topallığa dahi neden olabilen, arsenik (zırnık) gibi bir zehri düşündüğümüzde bu gayet makul bir izah tarzıdır. Sonuç olarak topal demirci ya da mesleği ile doğrudan doğruya alakalı bir deformasyona uğramış işçi veya zanaatkar imajı, yaygın bir imaj sayılabilir. Bir de şu var ki işi ateşle olan demirci, bir dereceye kadar, ateş püsküren volkanlarla özdeşleştirilmiş. Yanardağın yüreğinden kabaran gürültüleri, bir demirci işliğinden yükselen çekiç-örs seslerine benzetmek, sonra demirci ocağındaki ateşin yanardağın püskürdüğü lavları çağrıştırması, tüm bunlar anlaşılır bir akıl yürütmenin ürünü olarak gözükmekte. 
Nitekim Kykloplar da (Tepegözler) sık sık Hephaistos'un işliğinde onunla birlikte çalışırken tasvir edilmişlerdir. Bu dev yaratıklara, güçlü adamlar olması gereken demircilerin ya da taş ustalarının mesleği uygun görülmüş. Kyklopların alınlarındaki tek göz de acaba ateşteki demirin kor haline gelmiş ucunu mu temsil ediyordu dersiniz? Kyklop Polyphemos'un gözü Odysseus tarafından kör edilir, biliyorsunuz. Eh, kıpkızıl kor da insanı kendinden başka her şeye kör etmez mi? Mitoloji dediğimiz zaman, sonu hiçbir yere varmayan spekülasyonun sonu yok; yine de keyifli olduğu kadar yararlı bir düşünme ve araştırma işi bu.

Kykloplar, Hephaistos'la birlikte demirci atölyesinde çalışıyorlar

www.yunanmitolojisi.com
Hephaistos Hephaistos Reviewed by World Arkeoloji on Mart 03, 2016 Rating: 5

Hiç yorum yok: