Pergamon, günümüzde İzmir iline bağlı Bergama ilçesinin merkezinin yerinde kurulu antik kentin adıdır. Pergamon, eski çağlarda Misya bölgesinin önemli merkezlerinden biriydi. Pergamon adı, bir söylence kahramanı olan Pergamos'tan gelir. Pergamos'un, Teuthrania kralını öldürdükten sonra kenti ele geçirdiği ve kendi adını verdiği sanılır. Başka bir söylenceye göre de Teuthrania Kralı Grynos savaşta Pergamos'tan yardım istemiş, zaferden sonra iki kent kurdurarak birine onun onuruna Pergamon, ötekine de Gryneion adını vermiştir.
Pergamon Krallığı (Yunanca:Βασίλειο της Περγάμου) Batı Anadolu'da başkent Pergamon (bugünkü Bergama) olmak üzere kurulmuş devlettir. Krallığın kurucusu I. Attalos, kuruluş tarihi de M.Ö. 241 yılı kabul edilmektedir. Bunun nedeni devletin ilk hükümdarı olan Filetairos ve halefi I. Eumenes'in kral ünvanını kullanmamış olduklarıdır. M.Ö. 133 yılında Roma Cumhuriyeti'ne bağlanana kadar varlığını sürdürmüştür.
Granikos Savaşı'ndan sonra M.Ö. 334 yılında Pergamon, Büyük İskender'in eline geçmiştir. Bundan sonra İskender, kentin yönetimini oğlu Herakles ile annesi Barsine’ye bırakmıştır. İskender'in ölümünden Pergamon, Trakya hükümdarı Lysimachos'un payına düşmüştür. Lysimachos, Korypedion Savaşı'nda I. Selevkos Nikator tarafından öldürüldükten sonra kendi emrinde çalışmış olan Paflagonyalı Filetairos, efendisinin burada bıraktığı servete nail olarak Pergamon'u ele geçirmiş ve bağımsız bir devlet olarak ilan etmiştir. Filetairos ölmeden önce devletin yönetimini evlatlığı ve yeğeni olan I. Eumenes'e bırakmıştır.
I.Eumenes döneminde Pergamon görece sakin bir süreç yaşamış,ardılı ve kuzeni I. Attalos'la birlikte özellikle Galatlara karşı kazınılan zaferle gücünü tüm Anadolu'ya kabul ettirmiştir. I. Attalos'la birlikte Pergamon yöneticileri artık kendilerini Kral olarak adladırmaya başlamıştır. Kral I. Attalos'un oğulları II. Eumenes ve ardından II. Attalos zamanında Pergamon gücünün ve sınırlarınınzirvesine ulaşmıştır. Görkemli Zeus Sunağı bu dönemde inşaa edilmiş, ünlü Pergamon Kütüphanesi bu zamanda 200.000 ciltlik kapasiteye ulaşmıştır.Pergamon heykelcilik, tıp ve eczacılıkla ünlenmiştir. Amcası II. Attalos'un ölmüyle başa geçen III. Attalos dengesiz davranışlar göstermiş, bir varisi olmadığından Pergamon'u Roma'ya vasiyet etmiştir. II. Eumenes'in'un evlilik dışı oğlu olduğu söylenen, Aristonikos bu kararı tanımamış, kendini III.Eumenes adıyla Kral ilan etmiş, Roma'ya karşı isyan etmiştir. Son olarak İ.Ö.129'da Romalılara yenilmiş ve esir düşmüştür. Bundan sonra bu krallık Roma Asya eyaleti olmuştur.
- Filetairos (M.Ö. 281-263)
- I. Eumenes (M.Ö. 263-241)
- I. Attalos (M.Ö. 241-197)
- II. Eumenes (M.Ö. 197-159)
- II. Attalos (M.Ö. 159-138)
Bergama Akropolü |
Pergamon Akropolü
Pergamon kentinin Akropol'ü ("kentin yukarı bölümü"), Bakırçayı'nın suladığı ovaya egemen bir tepenin üzerinde yer alır. Büyük bir kale görünümündeki Akropol’ün ana kapısına varmadan solda Heroon'un kalıntıları vardır. Heroon, Antik Yunanistan'da bir kahraman ya da yarı tanrı adına yapılmış ve çevresi sütunlu bir galeriyle çevrili kutsal yerlerin adıydı. Heroon’da, dinsel törenin yapıldığı oda (kült odası) geniş bir ön galerinin arkasındaydı. Heroon’un kuzeyinde Helenistik dönemden kalma bir dizi dükkândan oluşan uzun bir yapı bulunuyordu.
Kentin koruyucusu sayılan akıl ve savaş tanrıçası Athena adına yapılan Athena Tapınağı, Akropol'ün en önemli mekânıydı. Tiyatro terasının üzerinde bulunan bu tapınak, Dor düzeninde yapılmıştı. Kazılarda Athena Tapınağı’nın birçok parçası Berlin'e götürülerek aslına uygun biçimde orada yeniden kurulmuştur. Pergamon'da ise yalnızca temelleri kalmıştır.
Athena Tapınağı'nın kuzeyinde dört salonlu bir kütüphane vardı. Burası Helenistik dönemin en büyük kitaplıklarından biriydi. Kütüphanede "Pergamon derisi" olarak adlandırılan parşömen üstüne yazılmış 200 bin kitap bulunduğu bilinmektedir. Romalı asker ve devlet adamı Marcus Antonius, MÖ 41'de kitapların tümünü Mısır Kraliçesi Kleopatra'ya armağan etmiştir.
Athena Tapınağı’nın güneyindeki bir terasta Zeus Sunağı yer alıyordu. Zeus Sunağı da Berlin'e götürülmüş ve onarılarak oradaki Pergamon Müzesi'ne (Pergamon Museum) koyulmuştur. Helenistik dönemi mimarisinin en güzel örneği olan sunağın Pergamon’da yalnızca temelleri kalmıştır. Zeus Sunağı'nın güneyinde Yukarı Agora bulunur. Agora, güney ve kuzeydoğudan Dor düzeninde sütunlu galerilerle çevriliydi. Agora'da toplanan halk, siyaset ve ticaretle ilgili konuları yönetimle görüşüp konuşuyordu. Agora’nın kuzeybatısında Agora Tapınağı bulunuyordu. Akropol'ün en yüksek yerinde Pergamon krallarının sarayları yükseliyordu. Günümüze bu sarayların yalnızca zemini ve temelleri ulaşmıştır. Sade görünümlü bu yapılarda odalar sütunlu bir avlu çevresine sıralanıyordu.
Athena Tapınağı'nın batısındaki dik yamaçta, yaklaşık 10 bin kişilik bir tiyatro yer alır. Helenistik dönemde yapılan tiyatronun uçuruma bakan ön tarafı setlerle sağlamlaştırılmıştı. Tiyatronun ahşap bir sahnesi vardı ve bu sahne sökülüp takılabilecek biçimde yapılmıştı.
Akropol’ün bir başka tapınağı olan Dionysos Tapınağı, tiyatro terasının kuzeyindeydi. 25 basamakla çıkılan bir podyum üzerinde bulunan tapınağın yalnız ön yüzünde sütunlar vardı.
Bugün Orta Kent denilen yerleşme, eski Pergamon kentinin bir başka bölümüydü. Kentin yukarı bölümü Akropol’de, daha çok kral ailesi ile yöneticiler, aydınlar ve komutanlar oturuyordu. Orta Kent ise halkın rahatlıkla girip çıktığı yerdi. Burada doğrudan devlet yönetimiyle ilgili olmayan yapılar, gençler için spor alanları, halka açık tapınaklar bulunuyordu.
Orta Kent
Orta Kent’in önemli alanlarından biri Demeter Kutsal Alanı‘ydı. Bu alan dikdörtgen bir platformda yer alıyordu. Bugün Yukarı Gymnasion'dan gelindiğinde, eskiden bir çeşme ile kurban çukurunun bulunduğu alana girilir. Buradan beş basamakla çıkılan iki sütunlu anıtsal girişe (propylaia) ulaşılır. Kutsal alana buradan inilir. Alanın solunda tapınak, ortasında ise sunak vardı. Sağ yandaki 10 sıralı oturma alanında, Demeter ve Kore dinsel törenlerini 600 kişi izleyebiliyordu.
Gymnasion Orta Kent’in en büyük yapı kompleksiydi. Burada çeşitli spor dallarında çalışmalar ve yarışmalar yapılırdı. Gymnasion, yukarıya doğru genişleyen üç teras üzerine kuruluydu ve bir bakıma üç ayrı Gymnasion biçiminde inşa edilmişti. Üst terası yetişkinlere, orta terası gençlere, alt terası ise çocuklara ayrılmıştı. Orta bölümünde galerilerle çevrili alanda güreş, disk atma, uzun atlama gibi spor çalışmaları yapılırdı. Kuzeydeki galerinin arka bölümündeki salonlarda çeşitli konularda dersler verilirdi. Bu salonlardan biri 1.000 kişi alabilecek büyüklükteydi. Güney galerisinin altında bulunan üstü kapalı koşu yolu 212 metre uzunluğundaydı.
Orta Gymnasion'un batısında gençlerin eğitim gördüğü yapılar vardı. Uzun koşu yolu doğuda Herakles ve Hermes'e adanmış tapınağa açılıyordu. Yarışmalarda başarılı olan gençlerin adları tapınağın duvarlarına yazılırdı. Küçük çocukların eğitimine ayrılan Aşağı Gymnasion 80 metre uzunluğunda bir terasa kurulmuş yapılardan oluşuyordu.
Yukarı Gymnasion'un batısında yer alan Asklepios Tapınağı’nın günümüze yalnızca temelleri ulaşmıştır. Hekimlik tanrısı Asklepios adına yapılan tapınak dinsel özelliklerinin yanı sıra tıp alanında araştırma ve deneylerin gerçekleştirildiği bir okuldu. Hastalar, bitkilerden elde edilen ilaçlar, ameliyat, su ve çamur banyolarının yanı sıra, spor, müzik, eğlence ve telkin yoluyla tedavi edilirdi.
Aşağı Kent
Pergamon’un Aşağı Kent olarak adlandırılan aşağı bölümünde, iki sütunlu galerilerle çevrili Aşağı Agora ile heykel okulu ve evler vardı. Evler içinde en dikkat çekeni, sütunlu galerileri olan iki katlı Attalos Evi‘dir. Buranın güneydoğuya açılan odası, kışın bile güneşle ısıtılıyordu. MÖ 2. yüzyılda surlarla çevrilen kente güneydeki Eumenes Kapısı yapılmıştı. Bugün bu kapıdan girenler, ince yapılı bir sütun sırası ile karşılaşırlar. Mısır tanrısı Serapis'e adanmış tapınak, eski Pergamon’un en büyük yapısıdır. Kırmızı tuğladan yapıldığı için Kızıl Avlu olarak da adlandırılır.
Pergamon Rekonstrüksiyon |
Roma Kenti
Pergamon kentinin kuzeybatısı ile Bergama Çayı arasında Roma dönemi yerleşmesi bulunur. Burada 50 bin kişilik amfitiyatro ile 30 bin kişilik tiyatro vardı. Günümüzde Viran Kapı denilen kalıntılar tiyatronun ayakta kalan kemeridir.
Pergamon, yapılan düzenli kazılarla büyük bölümü ortaya çıkarılmış bir ilkçağ kentidir. Burada kurulan Bergama Müzesi, Türkiye'nin ilk arkeoloji müzesidir. Pergamon buluntularının birçoğu burada sergilenmektedir.
Bergama Rekonstrüksiyon |
Zeus Sunağı bugünki vaziyeti |
Pergamon kuşbakışı görünüm |
Zeus Sunağı üzerindeki Betimlemeler |
2011'de UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi'ne dahil edilen Pergamon, 2014'te ise Dünya Mirası olarak tescil edildi.
Wikipedia
Pergamon Krallığı
Reviewed by World Arkeoloji
on
Şubat 29, 2016
Rating:
hatanız kaynakça koymamak malesef
YanıtlaSilYapıcı eleştiriniz için teşekkür ederim, Bir kısım makalede kaynakça belirtmediğim doğrudur. Ne var ki çoğu makalede bilhassa kaynakça belirtilmiş durumdadır. Bir çok makalede ise kaynakçalar tam olarak yansıtılmamıştır. Bu eksikliği en kısa sürede gidereceğim duyarlılığınızdan dolayı tekrardan teşekkür ederim
SilTeşekkürler
YanıtlaSilBu Kalede çocukluğum geçti desem yalan olmaz her karışını gezmişimdir ama bu kadar değerli bilgileri öğrenmek şimdi nasip oldu bu arada yaş 42 Teşekkürler
YanıtlaSil