Antik Yunanistan'da dinin temelinde politeist (pagan) inançlar yer alırdı. Yunan dini inancı öbür dünya anlayışı ve ilahi yazmalar konusunda oldukça fakirdi, Orfizm ve Pythagoras ezoterizmi bu boşluğu bir anlamda doldurdu. Orfizm ve Pythagoras kültlerinin Mö. 6. yüzyılda iyiden iyiye yaygınlaşmasıyla beraber Yunan inanç biçimi çeşitlenmeye başladı. Orfeizmin temelinde mitolojik figür olarak arketip (Kollektif bilinç, biçimlerin ideal ölümsüz şablonları) bir şair yer alır.
Orpheus
Orpheus Yunan dünyasının en eski şairlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Pylos'ta bulunan Miken fresklerinde Orpheus'un tasvir edildiği düşünülen figürler yer almıştır. Antik Çağ'ın en ünlü şairlerinden olan Pindaros Orpheus için; "şarkının babası" ifadesini kullanmıştır. Orpheus'un annesi şiirin esin perisi olan Kalliope, babası ise Trakya kralı Oiagros'tur. Orpheus'un şiirlerinde Hesiodos'un bariz etkileri görülmektedir.
Mitolojik efsaneye göre Orpheus, gizemli kültlerin coğrafyası olan Trakya'da doğdu. Apollon bu yetenekli gence sihirli güçler bahşederek onun çok iyi bir şair olmasını sağladı. Bundan sonra ise çalmış olduğu yedi telli lirinden çıkan armoni sayesinde büyük bir güce erişiyordu. Vahşi hayvanları yanında toplayabiliyor, müziğiyle dev kayaları yerinden hareket ettirebiliyor, nehirlerin yataklarını değiştirebiliyordu. Müziğinin gücü bu denli fazla olan Orpheus da diğer mitolojik kahramanlar gibi uygarlığın gelişimine büyük bir katkılarda bulundu. Antik dönemdeki diğer kahramanların aksine savaşlardan hep kaçındı. Altın Postu arayan Argonotlara eşlik edip yapmış olduğu müzik sayesinde sirenleri uzaklaştırdı. Mısır'da öğrenmiş olduğu tarım bilgilerini halkla paylaştı.
Su perisi olan Eurydike'ye aşık oldu fakat aşkları çok uzun sürmedi. Apollon ve Su Perisi Kyrene'nin çocuğu Arıcılık tanrısı olarak bilinen Aristaios da Eurydike'ye aşık olmuş onu elde edebilmek için çok çabalamış fakat bunu başaramayınca da Eurydike'ye tecavüze yeltenmişti. Bu olaydan sonra tesadüf mü bilinmez Eurydike bir yılan sokması sonucunda hayatını kaybetti. Bu acıya dayanamayan Orpheus ise yer altı dünyasına, Hades'in yanına çekildi. Yeraltı dünyasında yapmış olduğu büyüleyici müzik sayesinde Hades Eurydike'yi yeniden canlıların dünyasına götürmesine izin verdi. Ancak bir şartla, yaşayanların dünyasına gitmesine izin verilen Eurydike, Hades'ten çıkana kadar Orpheus ile yüzyüze gelmeyecekti. Bu şartı kabul eden Orpheus tam dünyaya yaklaşmışken Eurydike'nin yüzüne bakması sevgilisinin felaketi oldu.
Sevgilisi Eurydiki'nin kesin ölümünden sonra 7 ay boyunca ağlayan Orpheus, bundan sonra hiç bir kadını sevmeyeceğini ve Apollon dışında hiç bir tanrıya tapmayacağını ilan eder. Divane aşık gibi amaçsız bir şekilde başta Trakya toprakları olmak üzere bütün Yunanistan'ı dolaşır. Kadınlara olan mesafesi ve buna benzer başka gerekçeler nedeniyle, Dionysos taraftarları ve kadınların büyük tepkisini çeker. Orpheus'un bu durumuna öfkeli olan Dionysos taraftarı olan maenaslar* (maenad) şarap içip cesaret topladıktan sonra Orpheus'u öldürüp parçalarına ayırdılar. Orpheus'un bedenini hunharca parçalayıp, parçalarını ise Strymon (Sturma) ırmağına attılar (Bazı kaynaklara göre Hebros/Meriç nehrine atıldığı da iddia edilir).
Cesedinin parçaları sürüklenerek Ege denizine ulaşan Orpheus'un bedeninden ayrılan kafası müzik enstrmanı olan Liri ile birlikte Lesbos adasına kadar ulaştı. Lesbos'lular onun onuruna cenaze merasimi düzenleyip burada anıtsal bir mezar inşa ederek naaşını buraya gömdüler. Rivayetlere göre Orpheus'un mezarından mütamadiyen Lir seslerinin duyulduğu iddia edilir.
Orpheusçuluk/Orfizm
Bir ezoterik öğreti olarak Orpheusçuluk Yunan dünyasında hızla yayıldı. Bu ezoterik öğreti adına yapılan törenler gizlilik koşullarına bağlı bir şekilde gerçekleşiyordu. Bu kült bazı gizemli güçler ve ölüm sonrası ile ilintili olan bir çeşit metafizik bir öğretidir. Bu öğreti aynı zamanda ruhun varlığı ve ölümsüzlüğünü temel alır.
Bu kült Dionysos efsaneleriyle yakından ilişkilidir. Zeus'un çapkınlıklarıyla ün yaptığı bir dönemde Persephone ile olan ilişkisinden doğan Dionysos, Hera'nın tüm hışmını üzerine çeker. Kıskançlığın hedefi olan Dionysos'u Titanlara öldürtür. Zeus, bedeni titanlar tarafından parçalara ayrılan Dionysos'un intikamını titanları yakalayıp tartarosa göndererek aldı. Efsaneye göre Dionysos'un parçalanmış bedeni parçaların bir araya getirilmesiyle tekrardan yaşam bulmuştur. Titanlar Dionysos'un bedeninden ayrılmış parçalarını pişirmeye çalıştılar. Dionysos efsanesinden etkilenen Orpheusçu müridler köken itibariyle bu sebepten dolayı et yemezler ve vejetaryen usullere göre yaşarlardı. Çünkü Orpheus'un akibeti de benzer bir şekilde olmuştu. Dolayısıyla bu sebepten ötürü Yunan toplumunun temelini oluşturan politeist (pagan) din anlayışının kanlı dini ritüellerine karşıydılar.
Bu kültün üyelerinin intihar eyleminde bulunmaları kesinliklikle yasaklanmış, Tanrısal bir lütuf ile bedene hapsedilen bir ruh ancak Tanrısal bir karar ile bedenden çıkabilir inancına sahip olmuşlardır. Belirli zamanlarda yapılan özel ayinlere üyelerinin katılması ise zorunlu tutulmuştur.
Bu öğretinin ölüm konusu ile ilgili olarak temel felsefesi; bu dünyanın geçici olduğu esas olan ruhun varlığı ve ölmezliğidir. Hatta doğal bir şekilde gerçekleşen ölüm ancak yeni bir başlangıçtır. Orpheus kültü üyeleri gizem törenlerinden edindikleri ölüm deneyimleri onları ölümden sonraki yaşamlarında yaşanabilecek tüm acemice davranışlara karşı bir tür hazırlık niteliği taşırdı. Aynı zamanda bu kişilerin mezarlarında ise yaşanılan bu süreci anlatan yazılı metinler bulunmuştur.
Orpheusçular ruhun bedenden ayrı bir biçimde varolduğu, Kutsal kökenlere sahip olan ruh ise cinsel ilişkiden uzak durma ve vejetaryenlik şeklindeki çileci anlayışlarla tanrıya kolay bir şekilde geri dönebileceği inancına sahiplerdi.
Ezoterik kültür içerisinde önemli bir yere sahip olan Orfeusçuluk, Yunanistan'a Trakya üzerinden Asya'dan geldiği düşünülür. Heredot ise ise ölüm ile ilgili kültlerin Mısır'da yaygın olduğunu ileri sürmüş, bu konuyla ilgili olarak Mısır'daki ölü ritüelleri ve Orfiz ritüellerin benzerliklerini ortaya koymuştur. Bu kült; Mısır kültüründen etkilenerek Yunanistan'a taşınıp ve burada kendine özgü bir ezoterik bir kültür formuna kavuşmuştur. Platon bu ezoterik öğretinin üyelerini bir çeşit sapkın olarak tanımlamıştır.
*Maenas (maenad): Kelime anlamı itibariyle çıldıranlar. Dionysos onuruna düzenlenen kült törenlerinde bulunan ritüel çılgınlıkları aşırıya kaçan kadınlar.
Kaynakça:
ERHAT, Azra, Mitoloji Sözlüğü, Remzi Kitabevi, İstanbul,
1996
PLATON, Devlet, Çev: Sabahattin Eyyüpoğlu-M. Ali Cimcoz,
Remzi Kitabevi, İstanbul, 1992
SİNANOĞLU, Nüzhet H, Grek ve Romen Mitolojisi, Kaynak
Yayınları,Ankara,
Russel Bertrand, Batı Felsefesi Tarihi, Say Yayınları, Cilt:3, İstanbul, 2002
Russel Bertrand, Batı Felsefesi Tarihi, Say Yayınları, Cilt:3, İstanbul, 2002
Eliade, Mircea, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi, Cilt
II, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2003
Sümer,Necati, Antik ve İlkel Toplumlarda İntihar Olgusu,
Siirt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt I, Sayı: 1
Doğu-Batı
Dergisi, Antik Dünya Bilgeliği, Sayı:40, Ankara, 2007
Gizemli Kültler: Orpheusçuluk / Orfizm
Reviewed by World Arkeoloji
on
Mayıs 11, 2017
Rating:
Hiç yorum yok: