İlyada'danın efsanevi kahramanları arabalarından inip savaşmak durumunda kalıyordu. Greklerde Savaş arabası Mısır'da olduğu gibi gelişmiş değildi hatta Tunç Çağına kadar kayda değer bir gelişme gösterememiştir.
Gelişmiş bir askeri sistemin ilk dönemlerine (M.ö 700-600) kadar ağır piyadelerin savaştığı muharebeler yaşanıyordu. Bu muharebelerden sonra kazanan taraf hakimiyet altına aldığı polis çevrelerinde yer alan verimli ve şehir için hayati öneme sahip tarım arazilerini de elde etmiş oluyordu.
Greklerde en temel askeri birimi oluşturan yaya asker grubu hoplit'lerden (hoplon kalkan ve zırh anlamına gelir) oluşuyordu. Esas olarak yanaşık düzende savaşan ağır zırhlı askeri birliklerin temelini oluşturan Hoplitler Roma'nın Yunan topraklarını hakimiyeti altına alana kadar (M.ö 2.yy) Yunan savaş gücünün en temel unsurlarını oluşturuyordu. Askerler 40-50 dönüm arazisi olan orta sınıf çiftçiler arasından toplanıyordu. Orta sınıf bu çiftçi grubu polis nüfuslarının ortalama %40'na tekabül ediyordu.
Hoplitler zırhlarını kendileri tedarik eder, bu zırhlar savaş sırasında tıpkı bir üniforma gibi görülebilecek şekilde bedenlerini kaplıyordu. Askerler tarafından bireysel olarak tedarik edilen bu zırhlar kişilerin zenginlik düzeylerine göre kalite düzeyleri değişkenlik gösterebiliyordu. Askeri teçhizatlar tıpkı günümüzde olduğu gibi Antik dönemlerde de oldukça pahalı bir kalemi oluşturuyordu. İyi durumda olan teçhizatlar babadan oğula kalırdı.
Günümüze kadar ulaşmış olan en eski hoplit zırhı tam ve eksiksiz olarak M.ö 700 yıllarına ait Peleponnesos'taki Argos'ta bulunan Panoply mezarından bulunmuştur. Bu zırh oldukça sağlam ön ve arka kısmında birer levha yer alıyordu. Ön ve arka levhalar uçlarından birbirine bağlanıyordu. Ön-Arka zırh anatomik olarak vücut hatlarına uyumlu bir şekilde yapılmış. Altında ise muhtemelen kumaş veya ketenden yapılan bir çeşit kumaş giyiliyordu. Daha sonraki dönemlerde güçlendirilmiş keten zırhlar üretilmiş olmakla beraber bu zırhlar metal zırhlara göre oldukça ucuz ve hafiflerdi. Büyük İskender'in babası II. Philippos gibi önemli kişilerin altın süslemeli zırhları bulunuyordu.
Bronz ya da demirden yapılan dizçekler bacakları dizlere kadar kaplıyordu. Askerlerin başlarına taktıkları Korinthos tipi miğferler yüzün tamamını kaplıyor sadece ağız ve gözleri açıkta bırakacak şekildeydi. Bu miğfer mükemmel bir koruma sağlıyordu ancak bu miğfere sahip askerler emirleri duymakta oldukça zorlanıyordu. Bu durumdan dolayı daha sonra Kalkidike tipinde miğferler geliştirildi (Resim 1). Bu miğfer Korinthos tipine kıyasla kulak kısmında boşluklar açılmış hoplitleri daha uzun ve heybetli göstermek için at kılından yapılmış sorguçlar eklenmiştir.
Hoplitler 1 m. uzunluğunda ve ortalama 9-11 kg ağırlığında büyük bir kalkan taşırdı. İç kısmı ahşaptan dış kısmı ise bronzdan yapılan bu köşeli kalkanlar sol elde taşınıp savaşçı askerin sol kısmını koruyu sağ kısmını ise açıkta bırakıyordu. Ancak böyle bütün savaşçı hoplitlerin savunması sağ tarafında bulunan savaşçının muharebe düzenini bozmamaya bağlı oluyordu. Düzeni korumak anlamında olan Entaksei kavramı oldukça önemlidir muharebe alanında (Resim 2).
Hoplitlerin temel silahı 2,7 m uzunluğunda olan sarissa isimli mızraktı. Bu mızrak dışında ayrıca 1 m boyunda kılıçları bulunuyordu. Hoplitler uzun mızraklarıyla düşmanlarına ani saldırılar yapar. Eğer saldırı başarısız olacak olursa düşmanın etrafında çark edip sarissalarını zırhlarının üzerine kaldırırlar.
Güçlü ve tecrübeli hoplitler savaş meydanlarının en prestijli unsırlarıydı. Bu prestijin temelinde hoplitlerin kendilerinden çok daha büyük olan Pers ordusunu yenilgiye uğratması çok etkilidir (Mö.490 Marathon Savaşı-Mö.479 Plataia Savaşı). Doğrusu bu övgüyü hak etmek için yeterli bir durumdur. Hoplitler haklı başarılarından sonra Mısır ve Persler tarafından paralı asker olarak da kullanılmıştır ki Antik dönemler paralı askerlik durumu oldukça yaygın bir uygulamadır. Bu durum Anabasis'te anlatıldığı üzere;
10.000 paralı asker asi Prens Kyros'un seferinde görev aldı.Hoplitlerin askeri derinlikleri 8, 16, ve önemleri daha iyi anlaşıldıktan sonra 50 asker derinliğine kadar ulaşmıştır sayıları. Bununla beraber mızraklarının boyu ortalama 3 m'den 6 m'ye kadar çıkmıştır. Kalkanlar ise daha küçültülmüş sırt kısmından boyna asılmaya başlanmıştır.
Boyu uzatılan sarissa'ları (mızrak) ancak iki elle kavramak mümkün oluyordu. Savaş alanında ilk 5-6 sıradaki hoplitlerin mızrakları korunur. Sıranın diğer kısmındaki askerler mızrakları ok saldırılarına karşı korunmaya yardımcı olmak için dik bir konuma getirilirdi. Sarissalar toplu olarak sistematik bir biçimde birbirine çarptırıldıklarında hoplitler için moral, düşman savaşçıları için ise oldukça korkutucu bir tını oluşturuyordu.
Daha sonraki evrelerde hoplit askeri sistemi gelişme kaydetmedi ve yetersiz kaldı daha sonra Roma lejyonlarına yenilmesinden sonra (Mö.190 Magnesia- Mö. Pydna) Hoplit savaşları da sonra erdi.
Ark. M.Yıldız
Resim 1 Kalkidike tipi Miğfer |
Resim 2 Entaksei |
Hoplit Savaşı (Rome Total War) |
Hoplit Dizçeği |
300 Spartalı filmi temsili resimler kullaılmıştır
Foto Web:
Tarihin En Görkemli Askeri Birliklerinden Olan: Hoplitler
Reviewed by World Arkeoloji
on
Şubat 09, 2017
Rating: