Modern Demokrasinin Tarihi Kökeni


Bugün bütün dünyada resmi olarak tercih edilen demokrasi biçimli yönetim şeklini Yunanlar icat ettiler. Demokrasinin insanlık tarihinin en devrimsel hamlelerinden biri olduğu şüphesizdir. Mö 6. yüzyıllarda bilinen dünya özellikle de Orta doğu ve Akdeniz havzası üzerinde dini ruhban sınıfı hiyerarşisi, monarşi, Aristokratik ve bir çok katı yönetim biçimi dışında demokratik bir rejimin doğacağına dair hiç bir işaret doğrusu bulunmuyordu.

Yunanistan'da babadan oğula geçen monarşi sistemi can çekişiyordu. Öte taraftan iktidar aristokrat veya tiranların eline geçmişti zaman zaman. Bu iktidarlar bazen halk desteğini arkasında alıyordu bazen de hiç bir halk desteği arkasına almıyor veya belirli bir anayasaya dayanmayan bir yönetim uygulanıyordu. Yunan coğrafyası esasında hiç bir zaman tek bir merkezden idare edilecek bir yapıya sahip olmamıştı. Şehir devletleri (Polis) halinde biçiminde bir yurttaşlar devleti olarak yaşamıştı her zaman.
Politika sözcüğü polisten gelir.

Atina coğrafyasındaki şehir devleti kavramı kendiliğinden ortaya çıkan bir yönetim biçimi değildi. Coğrafyanın bunun üzerindeki etkisi çok büyüktü. Geniş vadiler veya düz ovaların büyük bir yer kapladığı bir yer değildi kıta Yunanistan. Bunun tam aksine dağlar tarafından küçük vadilere bölünmüş bir coğrafyaya sahipti. Bu sarp coğrafya şehir devletlerinin ortaya çıkmasına neden oldu böylece Yunan Uygarlığı ortaya çıktı. Her kent devletinin gelişim süreçleri birbirinden bağımsız bir şekilde gelişimler gösterdi. Yunanlılar her tartışmaya girmeden ve en iyi hükümet biçimine şekline ulaşmak için bazen en vahşi yöntemleri tecrübe etmemiş hiç kimse siyasetle uğraşmamıştı.

Antik Yunanlılar, senatörleri bir kaç yılda bir yapılan seçimler veya kongre üyelerinin seçilerek uzak başkentlere göndermeye dayanan günümüz modern demokrasilerini gerçek anlamda demokratik olarak kabul etmezlerdi. Yunan demokrasisi vatandaşı ile etkileşimini her zaman en üst seviyede tutmuştu. Demokratik Yunanın vatandaşlarından beklentisi çoktu; bunlar asker veya denizci olmak, büyük jüri ve meclislerde çalışmak, kura ile belirlenen bir yıl süre ile devam edecek olan memuriyetleri üstlenmek gibi bir takım beklentileri vardı. Her vatandaş oy kullanmalı ve mecliste konuşma yapmalıydı. Bu uygulama siyasetin doğrudan yapılmasını generallerin seçimi ve başarısız olan asker ve görevlilerin cezalandırılmasını mümkün kılıyordu. Doğrudan radikal demokrasinin en belirgin haliydi bu.

Atina demokrasinin en nüfuzlu idarecisi olan Perikles, cenaze söylevinde şöyle belirtir:
Her vatandaş yalnızca kendi işleriyle değil kamu işleriyle de meşgul olur ve siyaset konusunda bilgilidir. Yalnızca kendi işine bakan bir kişinin de şehirde yeri olmadığını düşünürüz. Biz Atinalılar bizzat karar verir ve siyasi tartışmalar yaparız.
*** Yunanca idiotes sözcüğü şehirde yaşayıp sadece hususi işleriyle meşgul olup böyle bir yaşam biçimini seçen kişiler için kullanılırdı. Bu durum antik Yunanlılara göre idiotik (Aptalca) bir davranıştı.

İngiliz tarihinde önemli bir yeri olan filozof John Stuart Mill Mö 490'da yaşanan Marathon savaşının İngiliz tarihi için çok önemli olan Hastings savaşından çok daha önemli bir yeri olduğunu ileri sürer. Marathon zaferi olmasaydı Atina demokrasisi ayakta kalamaz ve demokrasi olmadan Yunanın açık toplumu refaha erişemez tiyatro, felsefe, bilim, mimari vs. bir çok alanda dünya büyük bir kayba uğrardı.

Antik dönemde Yunan her zaman demokratik bir biçim taşısa da bu sistemin de kati sınırları vardı. Özellikle Ms. 20. yüzyıl öncesine kadar bir çok ülkede veya kültürde yaygın bir şekilde görüleceği üzere kadınlar kamusal alanda dışlanmıştı. Bu durum Atina için de geçerliydi. Kölelik ise Atina'da endüstriyel bir hal almamıştı ilk etapta evlerde kullanımdan ibaretti.

Demokratik kent devletlerinin en büyük problemi aralarında bitmek bilmeyen savaşların yaşanmasıydı. Kent devletleri yalnızca Pers istilası (Mö.490-478) sırasında birlik olup Perlileri püskürtmüş ancak bu birlik bu denli güçlü bir şekilde hiç bir zaman yaşanmamıştı. Pers savaşlarından sonra tekrardan birbirlerine düştüler, üstünlük mücadelelerinde dış güçlerden yardımlar alan kentler de oldu (Persliler dahil). Bu trajik durum Yunan kentlerini önce Makedonların daha sonra da Romalıların eline geçmesine neden oldu. Bu antik dönemde çağdaş Yunanlıların en büyük karanlık yüzüydü.



M.Yıldız




***Tüm Soru Görüş ve Önerilerinizi bizimle paylaşmak için yazının altında bulunan yorum bölümüne görüşlerinizi bildirebilirsiniz. Ayrıca; iletişim kutusundan mesaj atabilirsiniz.

Modern Demokrasinin Tarihi Kökeni Modern Demokrasinin Tarihi Kökeni Reviewed by World Arkeoloji on Kasım 12, 2018 Rating: 5

1 yorum: