Roma İmparatorluğunda Hamamlar ve Yıkanma Kültürü


Yıkanma Roma'da her şeyin ötesinde bir kurumdur. Antik dünyada yıkanma temizlikle ilgi zorunlulukların yerine getirilmesinden çok daha ilerisinde, başlı başına bir kültürü ihtiva etmektedir. Yıkanma kişisel olarak bir yenilenme ve bir arınma ritüeli gibidir.

Sıradan bir Romalı vatandaş için öğleden sonra hamama gitmek rutin bir davranış aynı zamanda gelenek haline gelmiş bir davranıştır. Hamama gitmek tek başına yıkanma faaliyetinin ötesinde sosyalleşme metodu haline gelmiştir. Temel olarak yıkanma işleminin ardından çeşitli oyunlar, fiziksel egzersiz ve bir takım sosyal faaliyetler yapılırdı. Roma'da hamam kompleksinin içerisinde entelektüel çıtayı daha yukarı taşımak adına konferans salonları, kütüphane gezinme alanları ve daha bir çok sosyal mimari öge yer alırdı. Roma hamamı ve Yunan Gymnasium'u arasındaki ilişki Yunanlı doğu ve Romalı batının temsil ettiği değerler sistemin küçük bir prototipi gibidir. Roma hamamı ve Yunan gymnasiunu Anadolu'da birbirleriyle adeta bütünleşmiş bir sentez biçimindedir.

Roma hamamlarının genişçe vakit geçirme ve keyifli duygulara açık olan dünyası yani; yeme-içme, masaj ya da bir başka deyişle lüks bir ortam ve sevdikleriyle bulunmanın zevki oldukça fazladır.

Roma hamamları, yalnızca belirli zümrelerin giriş yaptığı yerler olmayıp, özel mülkler hariç tüm halka açık olan kamusal yerlerdir. Bazı hamamların giderleri kent veya devlet tarafından karşılanır bazıları da zengin sponsorlar tarafından karşılanan ticari yapılardır. Hamam sosyalitesinde niteliği yakalayabilmek amacıyla giriş ücretlerinde çeşitli ayarlamalar en yaygın yöntemlerden biridir. Temel olarak ise tüm yurttaşların hamam kültürüne dahil edilmesi teşvik edilmiş ve hedeflenmiştir.

Hamamların insanların ruhani ve fizyolojik sağlığına önemli katkıları olduğunun bilincinde olan Roma devlet yöneticileri, bu bakımdan hamam yapılarına bugünkü sosyal devlet kavramına denk gelebilecek bir bakış açısı ile ele almıştır. Senato seçimlerinde hamam inşası, politikacıların vaat sıralamalarının en tepesinde yer almıştır. Politikacılar ve devlet idarecilerinin yanı sıra Roma'nın önde gelen bireyleri de hamam yapılarının sağlık ve kültürel önemlerini kavramış bu sosyal organizasyonu güçlendirebilmek adına ciddi manada ekonomik desteklerde bulunmuşlardır ( Genç Plinius doğduğu Como şehrinde bir halk hamamının dekorasyonu için 1 milyon sestertius tutarında bağışta bulunmuştur). Tiyatro ve hamamlar ana kullanımlarının yanında sosyolojik organizasyonlar olarak görülmüş devletin temel propaganda merkezleri halini almıştır. Bir çok büyük hamam yapısı bolca süslemeli, görkemli iç yapılar, gösterişli heykelleri ve birçok değerli aksesuarlarıyla başta devlet olmak üzere imparatorun gücünü ve cömertliğini simgelemektedir.

Mimari Bakış

Hamamlar mimari olarak ele alındığında Roma inşaat teknolojisine büyük katkıları olduğu belirgin bir biçimde görülebilir. Yapı malzemesi olarak betonun en erken kullanımları hamam yapılarında gerçekleşmiştir. Beton teknolojisinin en yeni ve yenilikçi uygulamalarından olan dayanıklı yapısı, güçlü şekilleri, tonozlar ve kubbelerin yapımları hamam yapılarında görülür. Roma inşaat teknolojisinin atılımlar yaptığı dönemler hamam yapılarının da daha fazla imar edildiği dönemlere denk gelir. Böylece hamam yapıları ve gelişen inşaat teknikleri birbirlerini teşvik ederler. En yeni inşaat teknikleri ve yeni fikirlerin uygulanması-denenmesi mimari alanda tüm kamusal ve özel yapılarda yeni düşünce ve devrimci stillerin mimarlık alanda kabul görmesini sağlamıştır.

Hamamların sahip olduğu geniş iç mekanlarda sütunlarla bezenen Yunan mimari düzenleri yenilikçi Roma icadı tonozlarla bütünleşmiş. Çok büyük olan dikey yükseklikleri ve ayrıca duvarların eğimli yüzeylerini kalın yatay korniş çizgileriyle vurgulayarak ve sınırlayarak, geniş alanları tonoz örtülü boşlukları sütun dizileriyle bir uçtan öbür uca gerilmiş düz baş tabanlar gibidir. Roma'nın teknolojisi ve Yunan mimarisinin estetiği bir biriyle sentezlenmiş en özgün eserlerini ise 3-4 yüzyıllarda olgunlaşarak vermiştir (Diocletianus hamamı,Trier hamamı vs.).

Mö. 2. yüzyılın sonlarında  ısıtma teknolojisinde yaşanan gelişmeler Roma hamam gelişiminin en büyük itici gücü olmuştur. Hypocaust sistemi adı verilen sistem, taban yapısının altında ışınsal ısıtma prensibine dayanıyordu (Resim 3). Bu sistem her ne kadar önceki dönemlerde de kullanılmışsa da (Örn. Olimpia) sistemsel olarak hamam yapısı kullanıma uygunluğu, hamam tasarımı içerisindeki kullanımı ve ideal bir ısı dağılımına uygun kullanımının patenti Roma'ya aittir denilebilir.

Su kaynağı bakımından fakir olarak nitelendirilebilecek coğrafyalarda yer alan küçük hamamlar şaşırtıcı derecede az miktarda su ile kusursuz çalışmaları Roma teknolojisinin gelişiminin göstergesidir. Bu küçük hamamlarda su ihtiyacını sarnıçlardan sağlanan suyun depolarda rezervi ile mümkün olabilmiştir.

Görkemli ve büyük ölçülere sahip hamamlar ele alındığında ise bu yapılarda; havuzlar, çeşmeler ve kendine özgü şelaleler bile bulunmaktadır. Bu tip lüks hamamlar su ihtiyaçlarını su sarnıçlarından karşılanması elbette mümkün değildir. Bu hamamlar aktif biçimde sürekli suya ihtiyaç duyarlar bunun anlamı ise hamamlar aktif bir aquaeductusa bağlantılı olduğudur. Roma'ya su taşıyan bir çok aquaedeuctus olduğu bilinmektedir. -Uzaktan getirilen su getirmeye yarayan aquaeductuslar sayesinde Roma su zengini bir şehir olmuştur. Bu büyük hamamların ayrıca büyük su depoları da mevcuttur. Caracalla ve  Diocletianus hamamları aktif olarak bir aquaeductusa bağlı olan hamamlarındandır ve su depoları da 80 bin metre küp dolaylarında bir kapasiteye sahiptir.

Mimari anlamda genel olarak iki plan tipi göze batmaktadır, bunlar asimetrik ve simetrik plana sahip hamamlardır.


Simetrik Plan:

Çok sayıda oda ve salon bir ana eksen üzerinde yer alıp bir ayna yansıması gibi yerleştirilirler. Bu mekanların son bulduğu nokta ise geniş ve tek caldarium başka bir deyişle ana sıcak hamam salonudur. Bu tip hamamlar oldukça gelişmiş bir mimariye sahip hamamlardır ve genelde çizimleri imparatorluk mimarları tarafından çizilir, imarını ise yine devlet karşılardı. Bu plan Roma'nın egemenlik alanının genişlemesi ve ekonomik anlamda zenginleşmesiyle beraber bu kamusal yapılar da gelişme göstermiştir. Hamam mimarileri daha iyi planlamaya sahip olmuş gelişmelere bağlı olarak çeşitli eklentilere sahip olmuş; yürüyüş alanları, geniş bahçeler, spor alanları, kütüphane ve kültürel yapılara gibi minyatür bir yaşam alanı haline gelmiştir.(Resim 1)

Asimetrik Plan:

Asimetrik plan tipi genelde küçük ölçekte yapılan hamamlarda daha sık kullanılan bir türdür. Bir grup paralel ve beşik tonozlu oda yapıları,  bol sütunlu egzersiz avlularının yanına yerleştirilmesi eski ve genel bir temayüldür. Bazı kaynaklarda Pompei tipi olarak da adlandırılmaktadır. En erken örneklerinden biri ise Stabia hamamıdır.  Asimetrik plan türünde dinamik mimari planlamalar denenmiş olsa da ihtiyaçlar ve başkaca etkileşimler neticesinde gösterişli, kullanışlı bazen de karmaşık hamam yapıları ortaya çıkmış olsa da hamam mimari türlerinin başında yer almaktadır. (Resim 2)
İnsan bedeninin egzersiz ve banyo ile kazanmış olduğu yeniden doğma-canlanma hissi bellek için faydalı ve güçlendirici bir etkiye sahiptir. Erken tarihlerden itibaren hamama gitme eylemi ciddi bir terapi yöntemi olarak kabul görmekte antik dönem tıbbından ise tam not almaktadır.
Yapılan hamamlarının zengin Roma şehirlerine nasıl dağıldıkları ile ilgili bilgilerimiz sınırlıdır. Büyük veya küçük ölçekteki hamamlar şehirlere hangi kriterlere göre yapıldıkları dair en kuvvetli emare ise pragmatik işlevdir. Küçük kentlerde hamamlar, şehir ile tam uyum sağlayarak mahalle hamamlarına dönüşmüş bir sosyal yapı halini almışlardır. Büyük yapılı hamamları ise yaparken büyük arsalar ve dengeli bir yerleşim hedeflenmiştir. Büyük hamam formları aynı zamanda yapan kişinin prestijini de arttırıyordu. Hamamların yapım dağılımı ne olursa olsun şehrin en merkezi yerlerinde, kamu binalarına yakın ve önemli yolların üzerinde muhakkak gösterişli bir hamam bulunurdu.

Roma vatandaşları için hamamlar çok önemli bir unsurdur, Romalılar için bu en temel günlük alışkanlıkların başında gelir. Roma vatandaşları için sabah saatleri ağır ve yorucu çalışma ile geçer, günün öğleden sonrası ve akşamı çoğunlukla boş zaman anlamına gelmektedir. Günün bu şekilde taksim edilmesi imparatorluk Roma'sında bir gelenek halini almış dolayısıyla öğleden sonra ve akşam saatlerini hamamda geçirme kültürü ortaya çıkmıştır. Kişilerin alışılagelen bu davranışları yerine getirmesi Roma kültürü ile güçlü bir bağ kurmasına ise katkı sağlamış olurdu. Şöyle de söylenebilir hamama gitmemek bireylerin dini inanışları ve yabancı uyrukları hakkında ip uçları verebilecek kadar bir kültür halini almıştır.

Hamamlar temelde yıkanma faaliyeti olmasının yanında, sosyalleşme eylemlerinin en başında geldiğini belirtmiştik. Vatandaşlar sosyalleşme halkasının birer parçası olabilmek için hamamlara gelir aynı zamanda en önemlisi de kişisel olarak bundan haz duyarlardı. Hamamlarda sanatsal aktiviteler, şarap, müzik ve danslar eşliğinde en mühim misafirler en samimi bir biçimde ağırlanırdı.
Resim 1: Simetrik Planlı Roma Hamamı

Resim 2: Asimetrik Planlı Roma Hamamı

Resim 3: Hypocaust sistemi

Sosyal olarak hamam faaliyeti
Kaynakça:
Ellul, J. Propaganda: The Formation of Men's Attitudes (K. Kellen ve J. Lerner, Çev.). New York: Vintage Books.
Deighton, H. J. Eski Roma Yaşantısında Bir Gün (H. K. Ersoy, Çev.). İstanbul: Homer Kitabevi.
Yegül, F. Roma Dünyasında Yıkanma (E. Erten, Çev.). İstanbul: Koç Üniversitesi yayınları.
Roma İmparatorluğunda Hamamlar ve Yıkanma Kültürü Roma İmparatorluğunda Hamamlar ve Yıkanma Kültürü Reviewed by World Arkeoloji on Kasım 11, 2017 Rating: 5

1 yorum:

  1. Teknolojide gelinen nokta o dönem için hayranlık verici

    YanıtlaSil