Aspasia, kaynaklara göre Batı Anadolu'da Miletos'ta Aksiokhos adında Milet yerlisi bir asilzadenin kızı olarak doğdu. Aspasia Atina'nın en kudretli ve nüfuzlu kadını olarak anılmaktadır. Aspasia ile ilgili kaynaklar son derece subjektif olduğundan yaşamı hakkındaki bilgilerin netliği bakımından yaşamına dair bir çok şey yarım kalmaktadır. Kendisi hakkında başta düşmanları ve komedya şair ve ileri gelenler onu şiddetli bir şekilde eleştirir. Filozoflar ise onu tabiri mümkünse göklere çıkarır. Onunla ilgili yorum yapanların çoğunluğu erkek olduğunda ona karşı yapılan yorumlarda erkek şovenizminin izlerini görmek oldukça doğaldır.
Perikles'in akrabası olan Alkibiades Mö 460'ta ostrakismos mahkemesi kararıyla Atina'dan Miletos'a (Milet) sürülmüş ve burada sürgün yıllarında Aspasia'nın kız kardeşiyle evlenmişti. Mö 450 yılında cezasının bitmesi sonucunda ailesiyle beraber Atina'ya döndü. Bu dönüş esnasında Aspasia'yı da beraberinde götürdü.
Yaşlı Alkibiades ve oğlu Klinias'ın ölmeleri üzerine ailenin en nüfuzlu kişisi olan Perikles Aspasia'nın vasisi (kyrios) oldu. Bazı kaynaklar göre onunla evlenmiş olduğunu ileri sürmektedir. Doğrusu bilinen en kesin bilgilere göre Perikles'in karısından boşandığı ve Aspasia'dan Perikles isminde bir oğlu olduğudur.
Karısından boşanan Perikles bu yüzden büyük oğlu olan Ksanthippos ile arası ciddi bir şekilde açıldı. Büyük oğul Ksanthippos ve Palaros o dönem de yaşanan bir veba (Mö. 429) neticesinde hayatlarını kaybettiler. Atinalılar Perikles'in Mö 450'de çıkarmış olduğu Yurttaşlık yasasına göre; hem anne hem de baba tarafından Atinalı olmak şartı yasasını yeniden oylamaya sunarak bu yasayı usulüne uygun bir şekilde yürürlükten kaldırdılar. Böylelikle genç Perikles yurttaşlık hakkına kavuştu.
Büyük lider Perikles de Mö 429'da ölünce Aspasia ancak evli bir kadının saygı görebileceği fikri çıkarımıyla o dönem yıldızı yeni parlayan bir siyasetçi olan Lysikles ile evlendi. Ne var ki Lysikles Mö 428'de Karia'da yaşanan bir çarpışma da hayatını kaybetti.
Bu süreçlerden sonra Aspasia'nın oğlu genç Mö 406'da Perikles strategos seçildi. Komutanlığının hemen yakın bir zamanında Arginusai deniz savaşında ölen askerlerin cesetlerini toplamayı ihmal ettiği gerekçesiyle bu durumdan sorumluluğu bulunan diğer komutanlarla beraber idam edildi. -Kuşkusuz bu durum Aspasia için büyük bir acıydı.
Buraya kadar Aspasia'nın hayatına dair sıradan bir biyografi gibi gelmiş olsak da Aspasia şüphesiz daha fazlasıydı her zaman. Onu farklı kılan öğeler çok fazlaydı, O güçlü Lider Perikles ailesinin bir üyesi bu sayede de iyi bir eğitim aldığı ve güçlü kişilerle kolaylıkla entellektüel platformada etkileşim kurabiliyordu. Aspasia çok eşine az rastlanan bir zekaya ve hitabet gücüne sahipti.
Platon, Sokrates'in hitabeti Aspasia'dan öğrendiğini belirtir.Perikles cenaze konuşmasını Aspasia'nın yazdığı rivayet edilir, şüphesiz kendisinin bu konuda ki yetenekleri düşünüldüğünde bu durumun rivayetten gerçekliğe evrileceği en güçlü bilgidir. Bu rivayet bir yandan Aspasia'yı yüceltme maksadı taşısa da bir yandan da Atina'nın en önde gelen çiftine kara çalma maksadı taşıyordu. Burada ki gaye Perikles'in erkekliği hususunda onun itibarına suikast maksadından başka bir şey değildi. Oysa gerçek şu ki Aspasia'ya bu kadar çok saldırının olması kuşkusuz Atina'nın entelektüel çevresine veya belki de bu konularda donanımı olmayan ama öyle görünenlerin düzenini sarstığı için saldırıya uğruyordu.
Aspasia'nın yaşadığı dönemde Atina'da zeki, bağımsız, güçlü, donanımlı vs. gibi bir çok önemli özelliği bünyesinde taşıyan bir kadın kuşkusuz büyük bir çoğunluk tarafından nefretle anılmasına yetecek kadar güçlü argümanlardı. Onun seviyesine ulaşamayanlar her dönemde yaygın bir yöntem olan belden aşağı vurma yöntemlerine başvurdu maalesef. Onun hakkında; Perikles'in pallakesi (metresi), bir hetaira(1), daha da çirkin olanı onu porne (sokak fahişesi) gibi iğrenç kelimeler dillendirdiler.
Komedya yazarları da bu nokta da üzerine düşen kötülüğü yerine getirerek onun hakkında çirkin sözler sarfettiler. Onun "edepsiz sürtük", "köpek gözlü yosma" gibi en iğrenci de onun genel ev işlettiği gibi aşağılıkça saldırılardan hiç geri durmadılar. Yine bu komedyenler Aspasia'yı mitolojide yer alan Omphale ve Deianeira gibi kadınlara benzeterek bu şekilde Perikles'i kılıbıklaştırdığı nediyle suçluyorlardı. Hatta hızını alamayan bu güruh Mö 440'daki Samos seferi hatta Peleponnesos savaşını dahi Aspasia'nın planladığını ileri sürüyorlardı.
Aspasia'ya karşı sahte ve yalan uydurmalar artık önlenemez bir şekilde yükseliyordu. Aspasia'ya karşı yöneltilen aşağılıkça sözleri yazmaktaki maksadım bu şekilde yalanlar ve iftiraların nasıl bir şekle evrileceğini görmek içindir. Atina'nın tamda bu zamanında dedikodu, yalan ve iftiralar o kadar hızlı oluşturuluyordu ki bu hıza yetişmek mümkün değildi maalesef. Perikles'in tüm mal varlığını Aspasia uğruna harcadığı, daha da kötüsü Perikles'in her evden çıktığında ve döndüğünde onu öptüğü gibi o dönemde hoş karşılanmayan şeyler yaptığı iftirasının getirileceği nokta bu mahrem bilgi sayesinde Perikles'in tam tam bir kadın düşkünü olduğuduydu. Perikles'i kadın düşkünü biri gösterip onu Atina'yı yönetemeyecek biri göstermek amacıyla yürütülen çirkin bir propagandaydı. Nihayetinde Perikles'in yakın çevresine açılan davalar ki bu davaların ileri hedefinde Perikles yer alıyordu. Yine bu davalarda bir çok "en" kullanmamıza rağmen bir "en" daha kullanarak "en iğrenç" iftirada bulunarak Aspasia'nın Atinalı kadınları Perikles için ayartıp eve getirdiği yalanını ileri sürdüler. Bu oldukça onur kırıcı ve aşağılık bir suçlamaydı doğrusu, Perikles bir mahkemede ise Aspasia'yı savunurken gözyaşlarına hakim olamamıştı. Mahkeme neticesinde ise beraat etmişti.
Sonuç itibariyle Aspasia'nın en büyük şansızlığı yaşadığı dönemde zeki ve güçlü bir kadın olmak, erkeklerin yönettiği ve kadınların hemen hemen hiç bir sosyal hakkının bulunmadığı bu dünyaya çok ağır gelmeseydi. Atina'yı gerçek bir devlete dönüştüren aynı zamanda güçlü kılan ve altın çağını yaşatan Perikles'in bu durum karşısında yapabileceği şeyler oldukça sınırlıydı. Çünkü toplumun yaygın anlayışını değiştirmek kolay olmadığı gibi bu durum bir kanun maddesiyle düzeltilebilecek bir şey değildi. Bu dönemde Atina'nın en büyük açmazlarından biri Aspasia idi. Aspasia hakkında yalan ve iftira üretmekten bitap düşen bir Atina bulunuyordu. Bunun en büyük negatif etkisi kuşkusuz devleti yöneten Perikles üzerinde görülüyordu. Belki de Perikles'in yapabileceği daha büyük işlere bu şekilde engel oldular belki de kimbilir. Aspasia ise zeki biri olmanın bedelini o dönemde ödemiş günümüz de ise herkesin tanıması gereken bir şahsiyettir.
(1) Heteira: arkadaş-refika, fahişe; zevk ve mutluluk veren kadın.
![]() |
Vatikan Müzesinde Bulunan Aspasia'nın isminin yazılı olduğu bir mermer Herma |
![]() |
Perikles ve Aspasia Phidias'ın Atölyesini Ziyareti. Hector Leroux |
![]() |
Sokrates, Aspasia'nın evinde Alkibiades ile görüşmesi. Jean Leon Gerome |
Ark. M.Yıldız
Kaynakça:
Akkaya R.Kia, Atina'daki Demokrasiden Orta Çağ'a Kadının Dünyası ve Kadın Filozoflar, İstanbul,
Encycclopedia Britannica, 2002
Akalın A.G, Eski Çağ'da Grek Kadınının Toplumsal Yaşantısı, Ankara Üniversitesi Dergiler Arşivi, Ankara, 2003
Rullman M, Antik Çağ'dan Aydınlamaya kadar Kadın Filozoflar(Çev: T. Mengüşoğlu), Kabalcı Yayınevi, İstanbul
Rodger N, Antik Yunan (Çev: Ü.E. Uysal), Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2015
Tekin O, Eski Yunan Tarihi, İletişim Yayınları, 2003
Stuttard D, s.s 50 h.h. Antik Yunan Tarihi (E. Gökyaran), Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2016
Uslu U, Antik Yunanda Kadın Betimlemeleri Ve Kadının Sosyal Statüsü, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Erzurum, 2018
Karaman İ.S, Perikles Dönemi ve Atina, Kırklareli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Kırklareli, 2019
Cromey R.D, Perikles, Virginia Commenweath University
Görüş ve Önerilerinizi Yorumlar veya worldarkeoloji@gmail.com adresine belirtebilirsiniz.
Aspasia'nın Dramatik Yaşamı
Reviewed by World Arkeoloji
on
Şubat 04, 2020
Rating:

PERİKLES VE ASPASİA
YanıtlaSilBen Perikles!
Antik çağdan kalma
yontulara benzer bir yüzü vardı Aspasia’nın.
Mesafelerle ulaşılmayan,
varlığına yaklaşılmayan bir asi!
Siz onu fahişe bilirsiniz.
Oysa ben filozof,
hatta aşkın öğreticisi!
Ne zaman yaklaşsam yanına,
o kadar uzaklaşıyor.
Bir saklambacın çocuksu yanı gibi
bilinmezliğin içinde kayboluyordu!
Ve bir gün yine,
üç nokta bilinmezliğinde kayboldu Aspasia!
Uzak ve duygusal oyundan sıkılmış mıydı yoksa?
O antik çağdaymış gibi,
ben milat sonrasında asi!
Kendini beğenmiş bir siyasi!
İşinize karışmak gibi olmayayım.
Ama Aspasia’yı tariften ziyade,
Merak uyandırıp,
bütün gizemiyle onu tanıtmaktır amacım.
Ben Perikles!
Emrediyorum...
Hemen herkes bir düş kursun!
Kendi Aspasia’sını arasın bulsun!
İmgede yarattığınız öykülerde,
bir şiir yazın Aspasia’ya.
Kendinizi de betimlemeyi unutmayın mısralarda.
Mesela hiç ummadığınız bir anda,
bir tirad düşürün dilinizden!
Shakespeare, Shakespeare’liğinden utansın.
Hey sen bayım.
Ya sen bayan;
bitti mi aşkı anlatan şiirleriniz?
Öyleyse susun ve konuşmayın.
Sadece yazın
İlanı aşkınızı okuyacağım zaten.
Maşallah kaleminiz de güçlü!
Karalamak istediğinizi
bir kalemde yok etmeyi başarmışsınız.
Biraz tek taraflı olmuş sanki!
Keser kendine yontar derler ya,
öyle olmasın!
En azından aşkta adil olun.
biraz olsun okuyucuya doğru yazın.
Kendinizi antik çağda
masumca oynanan bir saklambaçta,
ya da bir aşkın içinde bulun!
Noktalı yerlerde, ünlemlere ağıtlar yaktırın mesela.
Virgüller isyan etsin!
Şiiriniz okuyucuda merak uyandırsın!
Hatta aklı karışsın!
Mesela aşkı göklere çıkarın satırlarda.
Heceler kopup da düşsün.
Kafiyelerle bağlamayın aşkı!
Antik çağda yaşanan aşk öyküsü ya,
uzatabildiğiniz kadar uzatın üç noktaları!
Milattan önce bilmem kaçıncı yüz yılda,
aşk aşk gibi yaşandı!
Yeter ki şiirlerde
herkes kendi Aspasia’sından bir şeyler bulsun!
Ve hatta bir çok Aspasia kendini bulsun!
Ben Perikles!
Aspasia’yı böyle buldum.
Kendisi zaten bir şiirdi!..
Efkan ÖTGÜN