Partenon (Antik Yunanca: Παρθενώνας,
Partenonas), Athena`nın tapınağıdır, M.Ö. 5. yüzyılda Atina Akropol`ünde inşa
edilmiştir. Antik Yunan`dan günümüze kalan yapılar arasında en iyi bilinenidir
ve Yunan mimarisinin en büyük eseri olarak kabul edilir. Dış cephesinde
kullanılan heykeltıraşlığın Yunan sanatının en yüksek noktası olduğu düşünülür.
Dünyanın en büyük kültürel abidelerinden biri olarak Partenon, Antik Yunan`ın
ve Atina demokrasisinin de sembolüdür.
Dor tasarımındaki tapınak,
oranlarındaki uyumluluk, yapısındaki ince özellik ve diğer ayrıntılarıyla
türünün en önemli tapınağıdır. Yerli kireç taşından inşa edilmiş temel dışında
tapınağın tamamı Pantelikon mermerindendir. Tapınağın yapına muhtemelen m.ö 488
yılında başlanmıştır;ancak söz konusu tapınak,Pers işgali nedeniyle
tamamlanamamıştır. Yeniden inşa edilen tapınak ise; eski tapınağın temelleri
üzerine yerleştirilmiştir. Taşlar işlenmiş yapı hesaplarından anlaşıldığına
göre yeni tapınak inşasına Perikles döneminde m.ö 447-446 yıllarında başlanmış,
438 yıllında bitirilmiştir. Kült yontusu, kabartmaları ve diğer plastik
eserlerin tamamlanması ise, 6.yıl sürmüştür. Athena adına yapılan en büyük dor
tapınağıdır. Dış cephesinde kullanılan heykeltıraşlığı Yunan sanatında en
yüksek noktası olduğu söylenebilir.
Mimarı Ictinus ve Callicrates'dir.
Phidias ise baş hetkeltraşıdır. Bina katıksız beyaz Pantelic mermerden
yapılmıştır. Kabaca (31-69m) boyutlarındadır. 4e 9 proporsiyona sahiptir. Her
kısa kenarda 8 her uzun kenarda 17 olmak üzere toplam 46 kolonludur. Yapının
tamamı iki odadan oluşmaktadır. Büyük oda Cella ya da Naosya doğudaki
sundurmadan Pronaosdan girilir. Büyük oda iki sıralı dorik kolonlarla
çevrilidir, kenarda ve arkada ki bu kolonların arasında Phidias’ın yaptığı 12 m
yüksekliğinde altın ve fildişi ile karışık yapılmış gözleri kıymetli
mücevherlerden yapılma tanrıça Athena’nın heykeli bulunur. Bazı araştırmacılar
giriş ve heykelarasında kalan sığ havuzun dış mekandaki ışığı tanrıçanın
üzerine yansıttığını düşünürler. Cella'nın duvarlarının üst kısmında ve düşey
yüzeylerde 170m uzunluğun da friz ler yer alır. Bu frizlerde tanrıça onuruna
dört yılda bir düzenlenen dini tören anlatılır. Binada etkileyici olan temel
formların harmonisi ve onlara eklenmiş olan ince zarif ve mükemmel olan
heykellerdir. Birtakım kurnazca düşünülmüş inceliklerde bunlara ilave
edilmiştir. Fakat tarihte hiçbir bina büyük düşünceler sonucunda
üretilmemiştir.
Örneğin Parthenon’un tabanı tamamen düz değildir, kenarlardan
merkeze doğru bir kıvrımlandırılma, hesaplanmış bir eğrilik söz konusudur.
Binanın köşelerinde bulunan kolonlar çok az içe doğru eğimlidir. Köşe
kolonların çaplarına ilave bir kalınlık verilmiştir ve bunlar komşu kolonlara
daha yakındırlar. Bütün kolonlara dış bükey bel verilmiştir.Üst bölümlerdeki
kitabelerin yazıları aşağıda olanlara göre biraz daha büyük yazılmıştır.
Böylece aşağıdan bakıldığında hepsi eşit boyuttaymış gibi görünür. Bütün bu
incelikler üzerinde çok çalışma yapılmış detaylardır ve onlara hayranlık
duymamak mümkün değildir. Bu incelikler konstrüksiyonu oluşturma aşamasında
birtakım güçlükler ortaya çıkarmasına karşın, Yunanlılar bu incelikleri değerli
bulmaktaydılar. Onlar optik ilizyonların hesabını çok iyi yaptılar, örneğin
köşe kolonları kalın olmasaydı diğerlerinden ince görünebilirdi. Ya da zemin
merkeze doğru hafifçe yükselmeseydi çukur gibi görünebilirdi. Bütün bunlar
gözle fark edilemeyen kurnazca düşünülmüş inceliklerdir. Şüphesiz ki onların
tek istediği güçlü estetik etkiyi verebilmekti. Zeminin dalgalanması kolonların
hafif dış bükeyliği ve bırakılan boşluk mesafelerinin çeşitliliği binaya
organik bir hareketlilik kazandırıp statik bir binanın yakalayamayacağı
başarıyı yakalamaktadır. Bu muhteşem strüktürlü yapı kolay bir yaşam süreci geçirmemiştir.
6.yy da Hristiyan kilisesi haline getirilmiş ve doğu köşesine bir altar ilavesi
yapılmıştır. Osmanlı Devleti döneminde yapının aslı olduğu gibi korunarak bağımsız bir minare eklenerek camii olarak kullanılmıştır. Bugünkü yıkık halini ise italyanların Acropolisi bombalamasına borçludur.
Yapımı 15 yıl süren Parthenon Tapınağın
yontularının aşamalarını şöyle sıralamak mümkündür.
Metoplar: M.Ö 447- 442 Frizler: M.Ö 442- 438 Alınlık: M.Ö 438 yılında yapılmıştır. Gelişim yontulardaki giysi kıvrımlarının giderek
çoğalmasında, çeşitlenmesinde ve saydamlaşmasında görülür. Alınlıklardaki
figürler, bağımsız yontu karakterindedir ve bunlar zemine yerleştirildiğinde,
hem yontuların ön tarafı hem de arka tarafı birlikte işlenmiştir.
BATI ALINLIĞI
M.Ö 438 yıllında yapılan Batı Alınlığında şu
betimler vardır; Uzanan bir Heros ya da Nehir Tanrısı İllisos
olmalı Kral Kekrops ve kız işlenmiş Kekrops’un diğer kızları, aralarında Kekrops’un
oğlu Erysichton Athena’nın arabacısı veya Nike. Hermes Tritonlarla desteklenmiş atlar. Athena poseidon Poseidon’un arabacısının kanatlı koruyucusu yani
İris Poseidon’un arabacısı ve karısı Amphitrite.
Hemen altında bir ketos olarak bilinen bir deniz yılanı. İki çocuklu kadın. Buda olasılıkla Atik Prensesi
ve iki çocuğu olmalı(Oreithiya) Kalais- Zetes Bir genç ve iki kadın Kral ailesinden Heroslar
DOĞU ALINLIĞI
Doğu alınlığında Athena’nın doğusu konu
edinmiştir. Dolayısıyla konu bakımından mitolojik içerikleriyle her iki alınlık
benzerdir. Alınlık kompozisyonunda ayakta duran ve diz çöken figürler her iki
alınlıkta da bilinçli ve akıcı bir hareket oluştururlar. Doğu alınlıkta
köşeleri doldurmak üzere yeni bir çözüm yolu bulunmuştur. Köşelere yerleştirilen
yaslanmış yada yarı uzanmış figürler yerine bir yanda atları ile denizden
çıkarak yükselen güneş tanrısı Helios, diğer uçta ise yine atlarıyla denizin
içinde kaybolan ay tanrıçası Selene konu edilmiştir. Bunun dışında diğer
betimler ise şöyledir; Helios 4 atlı arabası Bir hayvan postu üzerine uzanmış olan olasılıkla
Dionysos. Zayıf bir ihtimal olarakta Ares olarak kabul edilir. Bir sandık üzerinde oturmuş iki kadın yontusu,
muhtemelen Demeter ve Kore (Persephone) Artemis’tir. Hestia Aphrodite ve Dione İsimlendirilmesi olanaksız bir betim Selen yada Şafak tanrıçası Nyx
Doğu Cephe Alınlık
METOPLAR (M.Ö 447 443)
120 cm yüksekliğindeki metoplar, kuzey ve güney
taraflarında 32’şer .Doğu tarafında 14’er olmak üzere toplam 94 metoptan
oluşmaltadır. İşleniş teknikleri, figür-zemin ilişkisi,
doğrudan alınlıklardaki anlayışı yansıtır. Yani çoğunluğu, bağımsız işlenmiş
yontu olarak, sonradan metoplara monte edilmişlerdir. Kalıntılardan
anlaşılabildiği kadarıyla çoğunlukla kırmızı renk ile boyalıdırlar. Dikdörgen
alanlardaki kompozisyonlar kısmen arkaik kısmen erken klasik özellikler
gösterdikleri gibi bazı örneklerde ise daha gelişkin yapı yansıtırlar. Farklı
olarak figürlerin çerçeve alanı dışına taşırılması dolayısıyla olaylardaki
akışın ve heyecanın vurgulanması yine yüksek klasik yenilik olarak görülür. Doğuda ve batıdaki metopların tamamı yerinde
olmakla beraber çok kötü bir şekilde tahrip olmuşlardır. Kuzeydekilerin
yaklaşık yarısı korunmuş, güneydekiler ise kısmen korunmuştur. Özellikle 1687
yıllında buradaki bir patlama sırasında büyük tahribat görülür.
Methop
BATI METOPLAR
Amazonlar ile Grekler arasındaki savaşı konu
edinir. Genel anlamda atlı ve yaya figürlerden oluşurlar. Kompozisyonda ritmik
bir tekrar söz konusudur. Grekler yarı çıplak, Amazonlar ise oriental tarza
kısmen şapkalı işlenmişlerdir. Şapka’dan dolayı Perslerle, Grekler arasındaki
savaş olarakta tanımlanır. Perslerin işlediği sahnelerde genelde ikili düello
sahneleri pek yaygın olmadığı için, Batı metopları Amazonlarla ,Grekler
arasındaki genel savaş olarak kabul görür.
KUZEY METOPLARI
Çoğunluğu tahrip olmuştur. Gerek konu, gerek
stil açısında yeterince tanımlanamamaktadır. Bununla beraber, 1,2,3 nolu
metoplar Troia savaşı ile ilgilidir. 1 nolu metopta Helios’un arabacısı, 2 nolu
metopta gemisini karaya çıkaran bir adam betimlenmiştir. 3. metop ise
olasılıkla savaşan silahlı Grekleri temsil etmektedir. Diğer konular ise
şunlardır; Aithra’nın kurtarılması Menelaos’un Grekleri tehdit etme sahnesi
işlenmiştir. Bir kadın ve bir erkek. Anchises, babası ve bir kadın vardır. Mantosu uçuşan bir kadın(Nyx yada Selene
olabilir.) Zeus ve İris Athena, Hera ve Theseus.
DOĞU METOPLAR
Tanrılarla Titanlar arasındaki savaş konu
edinir. Tanrıların kimlikleri belirsizdir.
GÜNEY METOPLARI
Bu metoplardaki konular şunlardır; Lapitler ile Centhouroslar arasındaki mücadele
ve farklı versiyonları Lapitli kadınlara saldıran Centhouroslar Efsanevi sanatçı Diadalos ile bağlantılı bir
anlatım(Atik sarayına mensup efsanevi sanatçı Diadalos) Diadalos’un oğlu ve kızı Diadalos’un Athena’ya bir çömlek hediye etmesi Helios’un arabası Diadalos ve İkarios. Diadalik dans figüleri(heykellerin dansı
olarakta adlandırılır.) Evde kadınlar betimlenmiştir.
FRİZLER M.Ö 443-438
160 m uzunluğundaki frizler,cellanın çevresini
kuşatırlar. Metal aksesuar ve boyalarla bezenmişlerdir; ancak boya kalıntıları
yer yer korunmuş olmakla birlikte, metal aksesuar günümüze ulaşabilmiş
değildir. BATI FRİZ KUŞAĞI Batı Frizlerinden başlangıç friz bloku atların
işlenişi,metop geleneğine benzerdir.Özde bir yarış havasındadır.Atlar şablonik
hareketlerle verilmişlerdir. Figürlerdeki saç, değişkenliğe yöneliktir.
Alternatif hareketlerle , akışkanlık yakalanmaya çalışılmaktaır Batı frizlerinden kısaltma gerçekleştirilmiş ve
kıvrımlardaki akışkan yapı metoplara göre daha gelişkindir. Giysi karakteri yapışkan ve ıslak olup
metoplardakine benzerdir.
Güney Cehesi Frizi
GÜNEY FRİZİ
Yüzeysellik daha fazladır. Doğu ucu araba ve
binicilerden oluşmaktadır. Olayın devamında ise ne olduğunu kestirebilmek
oldukça zordur. Kuzey frizinde ise tören alayı,doğu frizinde dinsel bir tören
gerçekleşmektedir. Güney frizinde çok fazla abartılı kesişme söz
konusudur. Barok karakteri kaybetmiştir. Güney frizinde; Atlarda küçültme yoktur üst üste
yığılma vardır. Metoplara göre daha canlı bir anlatım vardır.Kalkanın elips
şeklinde işlenmesi derinliğe doğru gidişi gösterir. DOĞU FRİZİ Erken klasik evre anlayışını yansıtır. İşlenen
konular şunlardır; Sosyal konu işlenmştir. Tanrılar toplantısı( Poseidon,Apollon,Artemis) Eros ve Amphrodite Peploslu kızlar. Olympos şöleni için hazırlık
yapmaktadırlar. Athena Parthenos’un kopyası vardır.Tapınağın
kült yontusunun altın ve fildişi aksamlardan olduğu ve Phidias tarafından
yapıldığı bilinmektedir.Orjinal yontusundan günümüze hiçbirşey kalmamıştır.
Batı Cephesi Frizi
Kuzey Cephesi Frizi
Doğu Cephesi Frizi
Friedrich Nietzsche;
"Pantheon, mermer üzerine inşaa edilerek Apollonik olarak sonsuzluğu müjdeler. Apollonik imgelem, gerçekliğin ve doğanın aşılmasını; sanatta ve özellikle rüyalarda bulur"
Parthenon Tapınağının Osmanlı Dönemi Cami olarak kullanılırken ki gravürü
Johann Wolfgang von Goethe;
"Yunanlılar, doğanın gözlemlenmesinde daha büyük bir iç görüye sahip olmuşlardı. Parthenon'dan kalan insan ve hayvan tasvirlerinin, doğayla eşit tarzda ama ondan üstün olduğu aşikar."
Parthenon’un her yerinde Perslere karşı kazanılan zaferleri figüre eden işlemeler ve siyasi, dini semboller yer alır.
tr.khanacademy.org
Parthenon Tapınağı
Reviewed by World Arkeoloji
on
Mart 02, 2016
Rating: 5
keşke makale yazar gibi kaynakça da ekleseniz... gerçekten yardımcı olurdunuz
YanıtlaSilEvet üzgünüm, ilk yazılarıma eklemedim
YanıtlaSilMUHTEŞEM
YanıtlaSilTeşekkür ederim
SilProjem için harika oldu
YanıtlaSilTAPINAĞIN GÜNÜMÜZE UZANAN RESTORASYON KRONOLOJİSİ DE OLSAYDI DAHA DA MÜKEMMEL OLURDU
YanıtlaSil